Alacaklı tarafça dava kendilerine husumet düşmeyen, haciz tutanaklarından lehine istihkak iddiasında bulunulan üçüncü kişi şirket çalışanı oldukları anlaşılan kişiler ve borçlu şirket yetkilisi kişiye karşı açıldığı, bu durumda mahkemece taraflarına husumet yöneltilemeyecek gerçek kişi şirket yetkilisi ile üçüncü kişi şirket çalışanlarına karşı açılan istihkak davasının pasif husumet yokluğundan ret kararı verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kardeşinin üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava dilekçesinde davalı üçüncü kişi olarak ...... de gösterildiği ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş ise de; haciz esnasında hazır bulunan ........ gelinen adresin kardeşine ait olduğunu beyan ederek buna ilişkin vergi kaydını ibraz ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda haczedilen mallar üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmayan üçüncü kişi olarak gösterilen kişinin eldeki dava yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı-
Dava konusu haciz sırasında çalışan olduğunu beyan ederek üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin gerçek kişi olan üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haczin üçüncü kişinin ticaret sicilde kayıtlı iş yeri adresinde yapıldığına,borçluya ödeme emri tebliğ edilen veya dayanak senette yer alan adreste yapılmadığına, haciz mahallinde borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığına göre, mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi lehine olup mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davacı alacaklı karinenin aksini ispatlamak için delil olarak ticaret sicil kayıtlarına dayanmış ise de; davalı üçüncü kişi şirket, borcun doğumundan çok önce 1995 yılında kurulmuş olup borçlu da üçüncü kişi şirkette kurucu ortak olmasına rağmen, borcun doğumundan önce hisselerini devrettiği, borçlunun kızı davalı üçüncü kişi şirketin ortağı, olmakla birlikte bu hususun tek başına karinenin aksini ispata yeterli olmadığı-
İstihkak davalarında, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra, yargılamaya devam olunması, yargılama tamamlanıp davanın kabulüne karar verildiğinde ise davada haksız çıkan taraftan eksik kalan karar ve ilam harcının alınması gerekeceği-
Hak düşürücü dava açma süresinin başlaması için İİK'nin 97/1. maddesine göre İcra Müdürlüğünce prosedürün uygulanması, İcra Mahkemesince verilen, takibin ertelenmesi ya da devamına ilişkin kararın üçüncü kişiye tebliği gerekmekte olup, anılan kararın tebliği ile süresinde davanın açıldığı, davacı üçüncü kişi şirket adına istihkak iddiasında bulunulduğu halde, şirket adına süre verilmesi de hatalı olmasına rağmen, davacı üçüncü kişi şirketin takibin devamı kararının tebliği ile süresinde eldeki davayı açtığı, kaldı ki, şirkete dava açmak üzere süre verilmediğinden doğrudan dava açıldığı kabul edilse dahi İcra Müdürlüğü tarafından yasal prosedürün uygulanmasını beklemeden, istihkak davası açılmasını engelleyen yasal bir düzenlemenin de bulunmadığı, bu durumda, istihkak davasının yasal süresi içerisinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek, bir karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak prosedürünün ihtiyati hacizlerde de uygulanabileceği- Üçüncü kişinin itirazı üzerine ihtiyati haciz kararı kaldırılması halinde, bu karara dayanarak yapılan ihtiyati hacizler de kalkacağından, üçüncü kişinin ihtiyaten haczedilen mallarla ilgili olarak açtığı istihkak davasının da konusu kalmayacağı-
Üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin, davalı üçüncü kişi şirket yetkilisi tarafından şirketi temsil noktasında geniş bir şekilde yetkilendirildiği görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı alacaklı vekilinin istinaf sebepleri nazara alınarak işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu- Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabileceği- İİK'nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin, işletmenin devrini sakatlamayacağı, anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı bulunduğu (İİK. mad. 337/a)- Aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yolun, muvazaanın iddia ve ispat edilmesi olduğu- Mahkemece, üçüncü kişi şirketin ve borçlu şirketin tutması zorunlu ticari defterleri ile fatura ödemelerini gösterir banka kayıtlarının getirtilerek mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılmak sureti ile üçüncü kişinin dayandığı faturaların ticari defterlere işlenip işlenmediği, fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin ticari defterlerde kayıt bulunup bulunmadığı, bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, bundan sonra dosya içerisinde mevcut diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak iddiasının, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceği, tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı- Üçüncü kişinin çalışanının, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı- Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası bulunmadığından, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı- Davalı üçüncü kişi şirket ve borçlunun ticari defterleri getirtilip bu defterler üzerinde araştırma yapılarak davalı üçüncü kişi şirket ile davalı arasındaki kira ilişkisinin gerçek bir kira ilişkisi olup olmadığının, kira bedeli ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığının araştırılması, haciz sırasında borçlu adına bulunan belgeler, kira sözleşmesinde borçlunun kefil olarak yer alması, şirket isimlerinin yan yana yer alması ve davalı şirket yetkilisinin haciz sırasındaki beyanları nazara alınarak, davalı üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında süregelen bir ticari ilişki olup olmadığı, ayrıca borçlu ve üçüncü kişi arasında organik bağ bulunup bulunmadığının ticaret sicil kayıtları, SGK kayıtları ve vergi kayıtları getirtilerek araştırılması, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususlarının belirlenmesi için ek bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-