Ticaret sicilinden terkin edilen borçlu şirket hakkında takip işlemlerine devam edilebilmesinin, tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkün olduğu, bu kapsamda borçlu şirket ihya edilmeden yapılan takip işlemleri hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup, mahkemece dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesi ile davanın ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, üçüncü kişi şirketin ve borçlu şirketin tutması zorunlu ticari defterleri ile fatura ödemelerini gösterir banka kayıtlarının getirtilerek mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılmak sureti ile üçüncü kişinin dayandığı faturaların ticari defterlere işlenip işlenmediği, fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin ticari defterlerde kayıt bulunup bulunmadığı, bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, bundan sonra dosya içerisinde mevcut diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı üçüncü kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı borcun doğumundan sonra düzenlenmiş bulunan ayırt edici özellikleri olmayan faturaların yasal karinenin aksini ispata yeterli olmadığı-
İcra Müdürlüğünün kararı ile İİK mad.99 uyarınca davacı alacaklıya dava açmak üzere 7 gün süre verildiği, davanın karar tarihinden itibaren 7 gün içerisinde açıldığı, davanın süresinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunmadığı, bu nedenle davacı alacaklının İİK’nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerekirken, esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı üçüncü kişi Banka ile takip borçlusu arasında kredi sözleşmesinin imzalandığı, davalı üçüncü kişi Bankanın dayandığı rehin, hapis, takas ve mahsup hakkının kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte doğduğunun kabul edilmesi gerektiği bununla birlikte üçüncü kişi Bankanın borçlusuna karşı ileri sürebildiği rehin, hapis, takas ve mahsup hakkını, borçlusunun alacaklısına karşı da ileri sürebilmesi mümkün olduğu- Bankanın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz kararının alındığı tarih itibarı ile kredi borcunun tamamının ödenmemiş olması, uzmanlık gerektiren bu durumun bilirkişi ya da bilirkişilere tespit ettirilmesi, belirlenen geri ödemesi yapılmamış kredi alacağı veya çek varsa bu miktar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi Bankanın dava konusu hesaplar üzerinde rehin, hapis, takas ve mahsup hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Haczin ödeme emrinin gönderildiği, ancak muhatabın adresten ayrıldığından bahisle tebliğ yapılamadığı adreste gerçekleştirildiği, haciz tutanağı içeriğine göre, evrak araştırmasında borçlu N. Süpermarket San. ve Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenmiş irsaliye faturalarının bulunduğu, haciz sırasında hazır bulunan çalışanların işyerinin borçlu firmadan 2 ay kadar önce devir alındığını bildirmelerine rağmen, borçlu şirketin ünvanını barındıran irsaliye faturalarının haciz tarihine yakın bir tarihi içerdiği, ayrıca haciz yapılan mahaldeki market girişinde reklam ve isim tabelalarında “N. Süpermarketleri” ibaresinin yazılı olduğunun anlaşıldığı, borçlu haciz yapılan mahalde faaliyet gösterirken adres değişikliğine gidilmiş olup istihkak davasına konu takibin dayanağı çek adres değişikliği tarihinden ileri tarihli olup, uygulamada ileri tarihli çek keşide edilebildiği, davalı üçüncü kişinin, borçlu lehine olan karinenin aksini ispat edemediği-
Muhafaza işlemine yönelik şikayet üzerine verilen icra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olduğu-
Mahkemece haciz tutanağındaki adres ile borçlunun mernis adresinin aynı adresler olup olmadığı, mahcuz fındıkların hangi katta, nerede (ev içi, balkon, bahçe, ortak alan, harman vs…) haczedildiği hususunda gerekirse haczi yapan icra memurunun katılımı ile keşif yapılmak sureti ile araştırma yapılarak, bu şekilde elde edilen bilgilerin, dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haciz her ne kadar dayanak senette geçen adreste yapılmış ise de; ödeme emrinin bu adreste borçluya tebliğ edilmediğinin, haciz adresinin halihazırda davalı üçüncü kişi şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresi olduğunun, haciz sırasında borçlunun hazır olmadığının, borçlu adına belge bulunmadığının ve borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ bulunmadığının anlaşıldığı, buna göre, somut olayda mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi lehine olup mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu-