Borçlu ile üçüncü kişinin kardeş olduğu, haciz mahallinde hazır bulunan üçüncü kişinin, borçlu ve eşinin ortak oldukları dava dışı şirketin eski ortağı olduğu, haciz esnasında ise üçüncü kişi tarafından işletilen mağazanın panosunda “Timber Jack” markasının yazılı olduğu, bu markaya ilişkin lisans sözleşmesinin ise borçlu ile imzalandığı, borçlunun haciz adresinden farklı olarak, işlettiği mağazayı muvazaalı olarak çalışanına devrettiği iddiası ile başka bir alacaklı tarafından açılan davanın kabulüne ilişkin kararın onandığı- Mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davanın İİK'nin 99.maddesi gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı -Karinenin aksinin davalı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davalı üçüncü kişinin dayandığı, borcun doğum tarihinden sonra düzenlenmiş, ayırt edici özelliği olmayan fatura, adi yazılı kira sözleşmesi ve vergi levhasının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı
Borçlu şirket hakkında verilen iflas kararı, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiğinden, mahkemece, "adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK. mad. 193/2 uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilerek, yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Haczin, ödeme emri tebliğ edilen veya dayanak fatura adresinde yapılmadığı, üçüncü kişinin Ticaret Sicilde kayıtlı iş yeri adresinde yapıldığı, haciz sırasında borçlu hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığı, borçlu ve üçüncü kişi şirkette aynı kşi ortak ise de ise de borçlu şirketin %50 hisseli ortağının bir başkası olduğu, her iki şirketin adreslerinin farklı olduğu, haciz yapılan mermer ocağı işletme ruhsatının üçüncü kişi şirket ortağına ait olduğu, Rödovans sözleşmesi ile de maden ocağı işletme hakkının üçüncü kişi şirkete verildiği, buna göre mülkiyet karinesinin de davalı üçüncü kişi lehine olduğu görüldüğünden, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davacı alacaklı, delil olarak ileri sürdüğü ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, borçlu kayıtları, davalı üçüncü kişi şirket kayıtları ve tanık delilleri ile karinenin aksini ispatlayamadığı gibi, davalı üçüncü kişi tarafından delil olarak sunulan ve hacze konu mahcuzun şase numarası ile uyumlu olan proforma fatura ve bunu doğrulayan Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünün "İthali Uygundur’’ belgesinin üçüncü kişinin lehine olan karineyi desteklediği anlaşıldığından, davacı alacaklının açtığı davanın reddi gerektiği-
Borçlu şirket hakkında verilen iflas kararının, istihkak iddiası hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen karardan sonra kesinleştiği, bu durumda, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Uyuşmazlık, alacaklının İİK’nin 99. maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayet talebine ilişkin olduğundan, mahkemece, şikayetin esasının incelenmesi gerekirken hatalı gerekçeyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar dava konusu haciz borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı bir adreste yapılmış ise de, İİK'nun 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilene kadar muteber olan dava konusu haciz tutanağı içeriğine göre, komşu tekstil firması görevlisinin borçlu şirketin adresinin gelinen yer olduğunu beyan ettiği,evrak araştırmasında borçlu şirketin ve yetkilisinin isimlerinin yazılı olduğu, 110 adet kartvizit, borçlu şirket adına çıkarılan tebligat evrakları ve mahkeme kararlarının bulunduğu, haciz esnasında hazır bulunan üçüncü kişi şirket yetkilisinin, borçlu firma ile olan kişisel ve ticari hukukları nedeni ile yetkilisinin adrese geldiğini ve bilgisayarları kullandığını, bu nedenle bu evrakları unutmuş olabileceğini beyan etmesine rağmen, davacı üçüncü kişi vekilinin dava dilekçesinde evrak araştırması sırasında bulunan kartvizitlerin, gelen müşterilere verilmesi amacı ile borçlu şirketçe verildiğini beyan ettiği, tüm bunların yanı sıra haciz mahallinde borçlu şirketin etiketlerini taşıyan tekstil ürünlerinin görülmesi üzerine üçüncü kişi şirket yetkilisinin bunların borca karşılık alınan mallar olduğunu beyan ettiği anlaşıldığından, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği, bu yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davacı üçüncü kişinin dayandığı ayırt edici özelliği olmayan faturaların mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı, bu belgelerin istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri-
Takibe konu alacak miktarı, hacizli malların değerinden az olduğundan, avukatlık ücretinin takibe konu alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İstihkak davalarında geçerli bir icra takibinin bulunmasının dava şartı olduğu ve mahkeme hâkimi tarafından duruşmanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekeceği- Takibin iptali kararının kesinleşmesi üzerine, borçlu hakkındaki takibin ve haczin geçerliliği ortadan kalkacağı için davanın konusuz kalacağı, bu durumun istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için mahkemece sonucu bekletici mesele yapılması gerekeceği, anılan kararın kesinleşmesi üzerine de; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı-