İcra Müdürü tarafından malın üçüncü kişi elinde iken haczedildiği değerlendirilerek İİK mad. 99 uyarınca alacaklı vekiline dava açmak üzere 7 günlük süre verilmiş olup eldeki davanın da süresi içerisinde açıldığı, İİK mad. 97 ise, malın borçlu elinde iken haczedilmesine yönelik bir düzenleme olup, üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davası ile ilgili olduğu, kaldı ki İİK'nin 97.maddesinde yazılı prosedür uygulanmadan üçüncü kişi tarafından doğrudan dava açılmasının da mümkün olduğu ancak yasada yer almayan gerekçeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Bankanın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Banka'ya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Banka'ya olan borcun varlığını koruması ve Banka'nın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi Banka'nın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Uyulmasına karar verilen bozma ilamında "mahcuzların, davalı borçluya mı, yoksa önceki kiracılardan kalan eşyalar ise davacı üçüncü kişiye mi ait olduğunun belirlenmesinin gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece, icra hukuk mahkemesinin dosyalarında düzenlenen ve "haciz adresi otelde bulunan eşyaların ekonomik ömrünü tamamladığını ve çok eski olduklarını" belirten bilirkişi raporu ile yetinilmesinin hatalı olduğu; öncelikle bu dosyalar getirtilerek, dosyanın yeniden mali müşavir bilirkişiye tevdii ile dava konusu mahcuzlar ile anılan dosyalarda dava konusu edilen mahcuzların aynı olup olmadığı hususunda rapor aldırılması ve bu rapor ve dosya içerisindeki tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı tarafından açılan istihkak iddiasının reddi davasının reddine karar verildiği belirtilmiş olup, kararın 1 nolu hüküm fıkrasında 09.10.2014 tarihli hacze ilişkin alacaklının istihkak iddiasının reddi talebinin kabulüne, 2 nolu hüküm fıkrasında birleşen başka dosyada ki 25.2.2015 tarihli hacze ilişkin alacaklının istihkak iddiasının reddi talebinin reddine karar verildiği, hüküm ve gerekçe arasında çelişki oluşması nedeniyle kararın bozulması gerektiği-
Davacı alacaklı vekilince borçlu şirket adına kesilen irsaliyeli faturaların kargo şirketi aracılığıyla haciz adresine teslim edildiği iddia edilmekle, ilgili belgelerin kargo şirketinden temin edildikten sonra,davacı alacaklı, davalı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak,taraflar arasında iddia edildiği şekli ile mal alış verişi olup olmadığı, alacaklı tarafça delil olarak dayanılan irsaliyeli faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacı alacaklı tarafça borçlu şirket adına haciz adresine teslim edilen mal olup olmadığı saptanarak, dosyadaki mevcut diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Haczin, borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmadığı, haciz sırasında borçlu şirket ortak veya yetkilileri hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığı, Dosya kapsamında yer alan ticaret sicil ve vergi kaydına göre borçlu ve üçüncü kişinin faaliyet adresleri farklı olup, haciz üçüncü kişinin ticaret sicil adresinde gerçekleşmiş ve borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ bulunmadığı, bu durumda ispat yükü İİK'nin 99. maddesine göre davacı alacaklıda olup, davacı alacaklı tarafından üçüncü kişi yararına olan karinenin aksi güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilemediğinden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Üçüncü kişi maktu harç yatırmak suretiyle yaptığı başvuruda, dilekçesinde açıkça İcra Müdürlüğü işleminin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini istediği talebin, şikayet başvurusuna ilişkin olmasına rağmen istihkak davası olarak nitelenmek suretiyle yargılama yapılması ve hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Ticaret sicilinden terkin edilen borçlu şirket hakkında takip işlemlerine devam edilebilmesinin, tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkün olduğu, bu kapsamda borçlu şirket ihya edilmeden yapılan takip işlemleri hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup, mahkemece dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesi ile davanın ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, üçüncü kişi şirketin ve borçlu şirketin tutması zorunlu ticari defterleri ile fatura ödemelerini gösterir banka kayıtlarının getirtilerek mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılmak sureti ile üçüncü kişinin dayandığı faturaların ticari defterlere işlenip işlenmediği, fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin ticari defterlerde kayıt bulunup bulunmadığı, bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, bundan sonra dosya içerisinde mevcut diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra Müdürlüğünün kararı ile İİK mad.99 uyarınca davacı alacaklıya dava açmak üzere 7 gün süre verildiği, davanın karar tarihinden itibaren 7 gün içerisinde açıldığı, davanın süresinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-