Davalılara gönderilen haciz ihbarnamelerine (İİK. mad. 89) itiraz edilmesi üzerine, alacaklı davacının icra müdürlüğü tarafından İİK. mad. 120/2 uyarınca verilen yetki ile takip borçlusunun 3. şahıs davalılardaki alacağı için açtığı davada, borçlu şirket ile davalılar arasında iddia edilen ilişki TTK'da düzenlenen hisse devrine ilişkin olduğundan, TTK. mad. 4 ve 5 uyarınca davaya ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olduğu-
Dava 3533 sayılı Kanuna göre açılan bir dava olmayıp, tarafların tacir olduğu, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 s. TTK uyarınca ticari dava olduğu, TTK'nun 5/3 ve geçici 9. maddesi uyarınca, dava tarihi itibariyle asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan, mahkemenin görevsizliği sebebiyle HMK. mad. 114/1-c ve 115/2 uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın temelde kambiyo senedinden kaynaklandığı ve bu sebeple TTK. mad. 4 ve 5 uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olması sebebiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine kararı verilmesi gerektiği-
Muhasebe hizmeti alım sözleşmesinden doğan alacak istemine tacirler olan tarafların ticari işlerinden kaynaklanan uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Taraflar , davalı şirketin ortakları olup limited şirket hisse devrine ilişkin hükümler 6102 TTK ‘da düzenlendiğine göre aynı kanunun 4. maddesi uyarınca bu tür davalar ticari dava niteliğinde olup aynı Kanun’un 5. maddesi gereğince ticaret mahkemesi görevli olduğu-
Limited şirket hisse devir sözleşmesinde öngörülen edimlerin teminatı olarak verilen ipoteklerin kaldırılması ve cezai şart istemi-
Ürün mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin davanın açıldığı tarih itibarı ile o yerde asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından, TTK 5/4 maddesi gereği bu davaya bakıp sonuçlandırması gerektiğinden mahkemenin davada asliye ticaret mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermesinin hatalı olduğu-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, gerçek kişiler ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı da açıldığından, davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK'nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiş olduğundan, TTK'nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu- Aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında "Yargılama usûlüne" ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği- Gerek davalı araç sürücüsü ve gerekse de davalı sigorta şirketinin sorumluluğu aynı maddî olaydan kaynaklanmış ve zarar tek olmakla, davaların birlikte görülmesi zorunlu olduğundan, bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan "asliye ticaret mahkemesince" çözüme kavuşturulması gerektiği-
Bir kısım ticari belge ve defterlerin zayi olması nedeniyle TTK. mad. 82/7 uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin davanın ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu- Ticaret hukukunda yer alan çekişmesiz yargı işleri bakımından asıl görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Kredi ilişkisine konu ekspertiz raporu ve taşınmazın tapu kayıtları bilgisinde, satın alınan taşınmazın arsa-depolu dükkan olduğunun yazılı olduğu ancak geri ödeme planında kredi türü bölümünde, konut kredisi olduğunun belirtildiği anlaşılmakta olup, kullandırılan kredi sözleşmesinin de ibraz edilmediği gözetildiğinde, kullandırılan kredinin türü konusunda tereddüt doğmuş olduğu- Mahkemece, davacıya kullandırılan kredi sözleşmesinin celbi ile gerektiğinde banka muhasebe kayıtları üzerinde, konusunda uzman bilirkişiden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor temini ile kredinin mahiyeti belirlenmesi, gerekirse, tapudan dosyada bilgileri mevcut dükkana ait kayıtlar getirtilerek, kredi konusu taşınmazın vasfının dükkan olması halinde görev hususu da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-