Elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı fatura yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davanın tarafların tacir olması sebebiyle Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği-
Davacı şirketin davalı avukatının uhdesinde kalan parayı iade etmemesi nedeniyle açtığı itirazının iptali davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacıların desteğinin yönetimindeki, davalı Sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı araçla meydana gelen tek taraflı kazasında davacıların desteğinin öldüğünü belirtilerek destekten yoksun kalma tazminatını istemiyle açılan davanın TTK. mad. 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olması sebebiyle, uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği- Aynı kaza nedeni ile diğer hak sahibi eş tarafından açılan dava ile eldeki davanı birleştirilmesine karar verilmesi gerekir ise de bu yapılmamış ve davanın açıldığı tarih itibari ile, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki "iş bölümü" değil, "görev" ilişkisi olduğundan, davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde esasa girilerek karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
TTk'nın 4/c maddesi ışığında müşavirlik hizmeti alım sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkin uyuşmazlığın ticari dava olarak kabul edilmesi ve TTK'nın 5/1. maddesine göre bu görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, buna istinaden mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı sebebiyle bozulması gerekeceği-
Tacir oldukları sabit olan taraflardan davacının talebi olan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemi davalı şirketin ticari işletmesiyle ilgili olmadığından, davanın "nispi ticari dava" olarak nitelendirilemeyeceği ve bu durumda, davaya bakma görevinin HMK. mad. 2 uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-
Bir davanın ticari dava olabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklanması gerektiğinden, davalının tacir olup olmadığı araştırılmadan ve görev itirazı üzerinde durulmadan, mahkemenin kendini görevli sayarak yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermesinin hatalı olduğu- İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itirazda bulunulması halinde, mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenerek, icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece kendisinin yetkili olup olmadığına bakılmaksızın "yetkili yerde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığından" itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık her ne kadar ipoteğin fekki istemiyle açılmışsa da temel ilişki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından TTK. mad. 4 uyarınca ticari mahiyetteki genel kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu- Görevin, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiği-
Terditli olarak açılan İİK. mad. 277 vdna göre tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK'nun 19.maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali isteğine ilişkin dava, mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi ticari işletmenin faaliyeti ile de ilgili de olmadığından, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülmesi gerektiği-
Trenin çarpması sonucu vefat edenin eşi olan davacının açtığı tazminat davasının (hizmet kusurundan doğan zararın tazminine ilişkin davanın) tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılması gerektiği-
11. HD. 25.01.2017 T. E: 2016/14578, K: 484-