İpoteğin fekki, maddi tazminat ve cezai şartın tahsili istemi-
Sigorta şirketine kazanın ihbar edildiğine dair bir iddia, bilgi ve belge bulunmadığı durumlarda davalı sigorta şirketinin en erken dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerektiği- Islah edilen kısım için ıslah tarihinden, ıslah öncesi talep için dava tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmasının doğru olmadığı- İhtiyari dava arkadaşlığında kabul edilen tazminat yönünden her bir davacı yararına ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Sağ kalan kişilerin muhtemel yaşam sürelerinin tespitinde PMF tablosu kullanılmakta olup, işleyecek dönem hesabında da %10 artırma ve %10 eksiltme yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiği- Davacılara kurum tarafından bağlanan gelirin rücuya tabi olduğu, bu durumda rücuya tabi gelirin mahsubu yoluyla tazminat hesaplaması yapılması gerektiği
Konut kredisi nedeniyle haksız olarak tahsil edilen alacakla ilgili açılan itirazın iptali davasında, bilirkişi raporunda davalı bankadan söz konusu kredi sözleşmesinin talep edildiği ancak sözleşmeye ulaşılamadığı gerekçesiyle dava konusu kredi tüketici kredisi kabul edilerek inceleme yapılmasının hatalı olduğu- Dava konusu kredinin niteliği anlaşılamadığından, mahkemece, davalı bankadan dava konusu krediye ilişkin sözleşme ve diğer belgeler getirtilerek ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, kredinin ticari olup olmadığı tespit edildikten sonra karar verilmesi gerektiği-
Tarafların kişiliği yönünden ticari nitelik bulunmayan olayda zamanaşımına uğramış bonoya ilişkin davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüleceği-
Avukatlık mesleğini ifa eden davacılar tacir olmadığı gibi, aynı baroya kayıtlı birden çok avukatın mesleki çalışmalarını bir arada yürüttüğü avukatlık bürosunun da, ticari işletme olmadığı-
6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davalarının mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik olduğu, bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği ve öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin işbölümü değil görev ilişkisi olduğu-
Göreve ilişkin kurallar mahkemece kendiliğinden dikkate alındığı- Davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunduğundan ve sigorta hukuku TTK. 1401 vd., zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiş olduğundan, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin dava ticari dava olup görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu-
3. HD. 01.11.2016 T. E: 2015/17998, K: 12362-
İptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu şirket hisse devrinin görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisinin olmadığı, kaldı ki davada incelenmesi gereken hususun davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği olduğu, açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunmakta olup, sigorta hukuku TTK. mad. 1401 vd. zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd.nda düzenlenmiş olduğundan, TTK.'da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle davanın ticari dava olup asliye ticaret mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğu-