Kredi kartından doğan uyuşmazlıkların çözümünde hangi mahkemenin görevli olduğunun, mülga 4077 s. Kanunla 5464, 6102 ve 6502 sayılı Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesiyle belirlenebileceği- İlgili kanunların yürürlük tarihiyle bağıntılı olmaksızın, kart hamilinin de "tacir" olduğu durumlarda, kart veren kuruluş ile tacir olan kart hamili arasındaki davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olacağı- HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra görevli mahkemenin, dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi olduğu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 s. TTK'nın -6335 sayılı Kanunla değişik- 5. maddesi uyarınca asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmeden önce, asliye ticaret mahkemesinde açılmış ve taraflarca işbölümü itirazında bulunulmamışsa, ortada "görev uyuşmazlığı" bulunmadığından bu davaya asliye ticaret mahkemesince devam edilmesi gerekeceği- Dava, kredi kartını veren banka tarafından 02.04.2014 tarihinde (6502 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce), tüketici olan kart hamiline karşı açılmış olduğundan, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davada, 6102 s. TTK. mad. 4 ve 5. uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu düşünülebilirse de, özel kanun olan 5464 s. Kanunun 44/2 ve 43 gereğince, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu kabulü gerekeceği-
HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkemenin HMK. mad. 2/1 uyarınca asliye hukuk mahkemesi olduğu- Görev hususu, açıkça temyize gelmese de, bu hususun, temyiz mahkemesince re'sen gözetilmesi gerektiği- Davalılardan banka tacir ise de, davacı ile davalılar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, uyuşmazlık davalılardan .. ile dava dışı borçlu arasında düzenlenen bononun muvazaalı olup olmadığı ve davalılardan banka ile dava dışı borçlu arasında düzenlenen kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipotekli alacağın miktarının belirlenmesi isteminden kaynaklandığından, mahkemece, davanın "nispi ticari dava olmadığı" ve dava tarihi itibariyle asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek; HMK. mad. 114/1-c ve 115/2 uyarınca, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
Konut kredisi nedeni ile hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin dava tarihi itibariyle, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı öngörüldüğünden ve dava tarihi itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlükte olmadığından, davanın görülmesinde ticaret mahkemeleri görevli olduğu,ve TTK’nin 5/4. maddesi uyarınca müstakil asliye ticaret mahkemesinin bulunmaması nedeniyle asliye hukuk mahkemesi tarafından davaya devam edilerek karar verilmesi gerektiği-
Ticari kredi nedeniyle tahsil edilen masrafların iadesine ilişkin davanın asliye ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği- TTK. mad. 5/3 uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu- Hem konut kredisi hem de ticari krediye ilişkin masraf iadesi talebinden ibaret davanın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla görülmüş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kredi kartlarından kaynaklanan uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu-
TTK m. 5/2 uyarınca davaya bakma görevinin, deniz ticaretinden ve deniz sigortalarından doğan davalara bakmakla görevli İstanbul 51. ve 52. Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olması sebebiyle HMK'nın 20. ve 114/c. maddeleri uyarınca davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği-
6102 s. TTK. mad. 5/3 uyarınca, dava tarihi itibariyle asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, davalı süresi içerisinde görev itirazında bulunmuş ise de, somut olayda uyuşmazlık, imar planı gereğince "Sanayi, Küçük Sanayi, Depolama Alanı" bölgesi olarak ayrılan bölümde davalı kooperatiflerin kullanımına ayrılan ve davacı TOKİ tarafından kamulaştırılan taşınmazların kamulaştırma bedeli ve diğer giderlerinin, taraflar arasında düzenlenen taahhütname ve protokoller ile davalılar tarafından karşılanacağının düzenlenmesine ve davaya konu taşınmazların kamulaştırılarak davalılara devredilmesine rağmen taşınmazların önceki maliklerinin açtıkları davalar neticesinde kamulaştırma bedellerinin arttırılmasına karar verilip bu bedellerin davacı tarafından ödenmek zorunda kalınmasına rağmen sözleşmeler gereği davalılar tarafından bu ve diğer masrafların karşılanmadığı iddiasıyla yapılan giderlerin davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğundan, 1163 s. Kooperatifler Yasası hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulama yerinin bulunmadığı ve davanın Türk Ticaret Kanunu' nun 4. maddesinde sayılan ticari davalardan da olmadığında göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği-
Şartları taşıyan adli yardım talebinin kabulü gerektiği- Ticari mahiyetteki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davaların ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Taraflardan birinin sigorta şirketi diğerinin gerçek kişi olduğu haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu-
Her iki tarafın ticari işletmelerine kayıtlı araçların katıldığı trafik kazasından kaynaklanan davanın ticari dava olduğu ve görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğu-