Davanın taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tarafların tacir olması ve uyuşmazlığında ticari iş olması karşısında davaya ticaret mahkemesinin bakması gerekirken asliye hukuk mahkemesinde bakılmasının TTK. mad. 5 uyarınca doğru olmadığı-
Sigorta hukukunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlendiği, bu durumda Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında davalıya ait trafik sigortalı aracın, dava dışı sürücü idaresinde iken meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketinin ödediği hasar bedelinin sözleşme tarafı olan davalıdan tahsili istemine ilişkin davada, davalı sigortalının şirket olduğu ve tüketici sayılamayacağı ve davacı Sigorta A.Ş'nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı bulunduğu ve bu halde davanın, TTK.nun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Sigorta hukuknun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlendiği ve bu durumda Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacı Güvence Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmekte olup davalılar gerçek kişi olduğundan ve uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Müstakil bir ticaret mahkemesi bulunmaması sebebiyle asliye hukuk mahkemesinin, ticaret mahkemesi sıfatı ile görevli olduğu ve davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılarak sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
Sigorta Hukukunun Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kambiyo senedi özelliklerini taşıyan bonodan kaynaklanan davaların, TTK. mad. 4/1-a ve 5/1 gereğince, "mutlak ticari dava" niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği-
Davacının işyerine ilişkin abonelik türünün ticarethane olduğunun anlaşılması karşısında, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre davacının tacir olup olmadığının araştırılarak tacir olarak kabulü halinde Asliye Ticaret Mahkemesinin uyuşmazlıkta görevli olduğu; tacir sayılmaması halinde ise davanın Asliye Hukuk Mahkemesi 'nde görülmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik olduğundan, asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği- Davanın açıldığı tarihi itibari ile Asliye Hukuk-Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev değil, "iş bölümü" ilişkisi olup davalılar tarafından süresinde yapılmış bir işbölümü itirazı olmadığından "görevsizlik" kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-