Sigorta Hukukunun Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Müstakil bir ticaret mahkemesi bulunmaması sebebiyle asliye hukuk mahkemesinin, ticaret mahkemesi sıfatı ile görevli olduğu ve davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılarak sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo senedi özelliklerini taşıyan bonodan kaynaklanan davaların, TTK. mad. 4/1-a ve 5/1 gereğince, "mutlak ticari dava" niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği-
Davacının işyerine ilişkin abonelik türünün ticarethane olduğunun anlaşılması karşısında, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre davacının tacir olup olmadığının araştırılarak tacir olarak kabulü halinde Asliye Ticaret Mahkemesinin uyuşmazlıkta görevli olduğu; tacir sayılmaması halinde ise davanın Asliye Hukuk Mahkemesi 'nde görülmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik olduğundan, asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği- Davanın açıldığı tarihi itibari ile Asliye Hukuk-Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev değil, "iş bölümü" ilişkisi olup davalılar tarafından süresinde yapılmış bir işbölümü itirazı olmadığından "görevsizlik" kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı fatura yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davanın tarafların tacir olması sebebiyle Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği-
Davacı şirketin davalı avukatının uhdesinde kalan parayı iade etmemesi nedeniyle açtığı itirazının iptali davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacıların desteğinin yönetimindeki, davalı Sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı araçla meydana gelen tek taraflı kazasında davacıların desteğinin öldüğünü belirtilerek destekten yoksun kalma tazminatını istemiyle açılan davanın TTK. mad. 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olması sebebiyle, uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği- Aynı kaza nedeni ile diğer hak sahibi eş tarafından açılan dava ile eldeki davanı birleştirilmesine karar verilmesi gerekir ise de bu yapılmamış ve davanın açıldığı tarih itibari ile, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki "iş bölümü" değil, "görev" ilişkisi olduğundan, davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde esasa girilerek karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
TTk'nın 4/c maddesi ışığında müşavirlik hizmeti alım sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkin uyuşmazlığın ticari dava olarak kabul edilmesi ve TTK'nın 5/1. maddesine göre bu görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, buna istinaden mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı sebebiyle bozulması gerekeceği-
Tacir oldukları sabit olan taraflardan davacının talebi olan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemi davalı şirketin ticari işletmesiyle ilgili olmadığından, davanın "nispi ticari dava" olarak nitelendirilemeyeceği ve bu durumda, davaya bakma görevinin HMK. mad. 2 uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-