Bozma kararının bir bütün teşkil ettiği, bozma nedenlerinin tümü hakkında mahkemece bozmaya uyma veya önceki kararda direnme yolunda bir karar verilmesinin zorunlu olduğu; mahkemenin bozma nedenlerinden bir kısmına direnme, diğerlerine karşı uyma hakkı bulunduğu ancak Özel Daire’ce incelenmeyen ve hukuka uygunluk bakımından denetlenmeyen hususlara ilişkin direnme kararı verilmesinin usulen olanaklı olmadığı-
Somut olayda HUMK m.573 uyarınca koşulları oluşmayan eylem ve davranışlardan ötürü yargıcın sorumluluğunun doğmadığı-
Temyizin süresinde olup olmadığı konusunda tereddüde düşüldüğünde çelişkinin giderilerek; tereddüde yol açamayacak şekilde belirleneceği ve istek süresinde ise temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi için Yerel Mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekiline yapılan tebligatta yer alan muhtıra ile dosyanın temyiz incelemesine gidiş-dönüş ve Yargıtay ilamı tebliğ giderleri toplamı 75 YTL temyiz posta giderinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkeme veznesine yatırılması aksi halde temyiz talebinden vazgeçmiş sayılacakları ihtar olunmuş; ihtarda yer alan giderlerin belirtilen yasal sürede yatırılıp yatırılmadığını kontrole olanak sağlayacak belge dosya kapsamında yer almadığı, anılan giderlerin muhtıra gereği 7 gün içinde mahkeme veznesine yatırılıp yatırılmadığının tevsiki ile süresinde yatırılmış ise temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerektiği-
Birleştirme hususunun tek başına bozma sebebi yapılamayacağı-
Davada dayanılan maddi olaylar için birkaç hukuki sebebin bir arada gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı bir yönünün bulunmadığı, hukuki sebeplerden bir tanesi diğer hukuki sebebin incelenmesine imkan verir nitelikte oldukça birden fazla hukuki sebep inceleme ve araştırma konusu olabileceği; mahkemece ehliyetsizlik iddiasına öncelik verildiğine göre davacının temyiz kudretinin olup olmadığı yönünde inceleme yaparak ortaya çıkan sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Yerel Mahkemenin kural olarak, Yargıtay bozma kararına uymak ya da bu karara karşı direnme kararı vermek konusunda tarafların istekleri ile bağlı olmayıp, serbest takdir yetkisine sahip olduğu ancak, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; bozma kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden göz önünde bulundurması gereken nedenlere dayalı değilse ve her iki taraf da bozmaya uyulmasını istemişlerse, artık Yerel Mahkemeninn önceki kararında direnemeyeceği - Davacının oturumda hem bozmaya uyulmasını, hem de bu beyanıyla tamamen çelişecek biçimde davanın kabulünü istemiş olması da, bozmaya uyulması yönündeki beyanının yanılgıya dayalı ve maksadını aşan bir beyan olduğu, davacı müteakip oturumda beyanını düzeltmiş ve direnme kararı verilmesini talep emiş olup; davacının gerçekte bozmaya uyulmasını değil; önceki kararda direnilmesini istemiş olduğunun kabulünün gerekeceği-
Mahkeme kararlarında; tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği - Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği -
Bazı delil ve emarelere dayanılarak yapılan bir şikayet ya da açılan ceza davası sonunda verilen beraat kararının, soyut olarak o şikayet veya davanın hukuka aykırı olduğunun delili sayılamayacağı-
Temyiz isteminin harca tabi olduğu-