Direnme kararları da dâhil olmak üzere, yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Daireleri ya da Hukuk Genel Kurulu’nca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesinin mümkün olup olmadığı belirlenirken; temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o kararın tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı-
Mahkemece verilen kısa kararın gerekçeli karar ile aynı olması gerektiği, çelişkili hükümler içermemesi gerektiği-
İş bölümü itirazı dikkate alınmadan davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmış olmasının kararın bozulması için yalnız başına kafi bir sebep teşkil etmeyeceği-
Temyiz eden davalı vekilinin vekaletnamesinin dosya arasında bulunmaması halinde dosyanın eksikliğin giderilmesi için Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesi gerektiği-
Tamamı dava edilen bir alacağın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde, temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarlar esas alınacağı, temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunan karara karşı temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı - Özellikle tarafların iddia ve savunmalarını ispat için, Ceza Mahkemesinde görülmekte olan bir ceza davasına dayanmış olmaları ve ceza kararının Hukuk Mahkemesini bağlaması ihtimali mevcut ise; Hukuk Mahkemesinin, ceza davasının sonuçlanmasını bekletici sorun yapması gerektiği-
Dava konusu kredinin faizinin ‘fahiş’ olup olmadığı hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken bir konu olduğu, HUMK m. 275 uyarınca bu gibi durumlarda bilirkişi dinlenemeyeceği-
Hakim davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremeyeceği, bunun gibi hakimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesinin yasak olduğu, bu yasak davacı için söz konusu olmakla birlikte davalı da savunması ile bağlı olup, cevap dilekçesinin sonuç bölümünün dışına da çıkılarak onun fazlasına ya da başka bir şeye hüküm verilemeyeceği-
Tarafların beyanlarının alınmasından sonra mahkeme ya açıkça bozma nedenlerine uymalı ya da eski kararda direnilmesine dair ara karar oluşturmalı, HUMK m. 429 uyarınca bozma nedenlerinden her birine, ne sebeple uyup uymadığını gerekçesi ile beraber ortaya koyması gerektiği-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında; HUMK. 293/1. maddesine göre kardeşler arasındaki hukuki ihtilaflarda tanık dinlenebileceğinden yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarından davacı ile davalı arasında sözlü bir kira akdi yapıldığı, çekişmeli taşınmazın tasarrufu haklı ve geçerli bir nedene dayalı olduğu-