Davalı belediyenin eyleminin, Borçlar Kanunu'nun 41.maddesinde ifadesini bulan haksız fiil niteliğinde olduğundan, eldeki dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteğiyle açılıp; açıkça adli yargının görev alanında kalmakla, yukarıda da belirtildiği üzere, yasanın açıkça adli yargıyı görevli saydığı bu hal idari yargının görev kapsamı dışında kalacağından, bu davanın adli yargıda görülmesinin gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde “sair her türlü hukuki delail” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış sayılacağından, akdî ilişkinin ispatı açısından davacıya davalı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmesinin gerekeceği-
Karar düzeltme istemi 2004 sayılı Kanunun 366/3 maddesinde öngörülen 10 günlük karar düzeltme süresi geçirildikten sonra yapıldığından karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Hâkim, birinci bilirkişi raporu ile durumun gereği gibi aydınlanmadığı kanısına varırsa, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırabilecek ikinci bilirkişi raporunun da yeterli bulunmaması halinde, üçüncü bilirkişi incelemesi yaptırılmasının olanaklı olacağı-
Mahkeme, bozma ilamını taraflara tebliğ edip; kendiliğinden tarafları duruşmaya davet etmekle yükümlü olup belirtilen usuli işlemler tamamlanmadan ve bozma sonrası taraf teşkili sağlanmadan, mahkemece direnme yada uyma kararı verilmesinin usulen olanaklı olmadığı-
Hâkim davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez; bunun gibi hâkimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesi yasaktır; buna karşılık, mahkeme yapılan tahkikat sonunda gerçekleşecek duruma göre talepten noksanına hüküm verebileceği; ancak bu kuralın bir takım istisnalarının olduğu-
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar; usul hukuku anlamında direnme kararı olmayıp, yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye ait olacağı-
Karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un az yukarıda açıklanan hükümleri gereğince, İlçe Asliye Hukuk Hakimleri hakkında açılan sorumluluk davalarında da Yargıtay Özel Dairesi görevli kılınmakla, davanın İl Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi imkanın kalmadığı-
Hükme esas alınan elektrik yüksek mühendisi tek bilirkişi tarafından düzenlenen rapor; daha çok davalının cevabi yazısına dayanmakta, olay günü havanın kuvvetli rüzgârlı ve fırtınalı olduğuna ilişkin belge, yangın raporu, tanık beyanları ve jandarma tarafından olay tarihinde tutulan olay yeri tespit tutanağının açık biçimde değerlendirmesini içermemekte, çelişki ve benzerliklere ilişkin açıklama taşımamakta; konuya ilişkin teknik bilgiyi ortaya koyduğundan bu haliyle denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı-
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı karar gerçekte direnme olmayıp Bozmadan esinlenilerek toplanmış yeni delile dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğundan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının inceleme merciinin ise Hukuk Genel Kurulu değil; Özel Daire olacağı-