Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek toplanan yeni delile ve ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğundan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin, Özel Daireye ait olacağı-
Hakim ve savcıların soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet ve kararları nedeniyle ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği-
Mahkemenin ilk kararında, altı adet taşınmaz hakkında tenkise ilişkin herhangi bir gerekçe ve hüküm oluşturmamışken, temyize konu kararının gerekçesinde, bozma ilamından esinlenerek, bu ilamda işaret olunan şekilde tenkise ilişkin değerlendirme yapmış, açıkça ilk karardan farklı bir olguya ve hukuki nedene dayalı hüküm oluşturmuş olduğundan kararın direnme olmadığı-
Özel Dairesince incelenmeyen belge ve delillere ve yeni gerekçelere dayalı yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin, Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye ait olacağı-
Dava dilekçesi ve duruşma günü, bozma ilamı, karar düzeltme ilamı, bozma sonrası duruşma günü, direnme kararı ve temyiz dilekçesinin isim benzerliğinden dolayı tutuklu davalı dışında başka şahsa yapılması iddia ve savunma hakkının, hukuki dinlenilme hakkının, adil yargılanma hakkının ihlali olacağıondan taraf teşkili usulünce sağlanmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olacağı-
Temyiz istemi 15 günlük yasal süre geçtikten sonra yapılmış olup, süre sonu tatile de rastlamadığından yasal temyiz süresi geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu Kararı da ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin olmakla, bu tür kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği-
Görev kamu düzenine ilişkin olup, bu hususlardaki araştırmanın mahkemece re’sen yapılmasının gerekeceği-
Hakim bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararında direnebileceği; ancak, bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurması gereken nedenlerden olmaması halinde taraflar veya vekillerinin, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme bozma ilamına uymak zorunda olup önceki kararda direnemeyeceği-
Temyiz harç ve giderlerini yatırmayan davacı yönünden 1086 Sayılı H.U.M.K.’nun 434/3. maddesi uyarınca işlem yapılması için, dosyanın bidayet mahkemesi sıfatıyla temyize konu kararı veren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne geri çevrilmesinin gerekeceği-