İcra takibine vaki itirazın kaldılması ve tahliye talebine-
Davalı kiracının borcu bulunmadığının İİK 269/c, 1 maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği; ancak davalının, itirazında zamanaşımı def'inde bulunduğu- Mahkemece, zamanaşımı iddiası üzerinde durularak, takip tarihinden itibaren geriye doğru ancak beş yıllık kira alacağının tahsili istenebileceği gözetilip; belirlenecek kira alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiği-
İfa zamanının taraflarca kararlaştırıldığı hallerde belirlenen süreden önce borcun muaccel olmayacağı-
Davalı borçlunun, takibe dayanak sözlü kira sözleşmesinin varlığına karşı çıkmadığı ve davacı alacaklı tarafından kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itiraz etmediğinin görüldüğü; taraflar arasındaki kira ilişkisinin ve takip konusu kira miktarının kesinleştiği- Davalının, İİK 269/c maddesi gereği, kira bedellerini ödediğini ispatlamasının gerekeceği- Davacının, icra takibinde dayandığı kira sözleşmesine istinaden itirazın kaldırılması ve tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Dosya içerisinde yer alan banka hesap hareketlerinden davalı borçlunun takipten sonra davadan önce 30.12.2014 tarihinde 6.500,00 TL kira ödemesi yaptığının görüldüğü, davacı vekilinin gerek dava dilekçesinde gerekse 16.12.2015 tarihli celsede yapılan ödemeyi kabul ettiği, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, bu durumda mahkemece 30.12.2014 tarihli toplam 6.500,00 TL ödeme nazara alınarak kalan kira alacağı ve ferileri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davadan önce yapılan ödemeler dikkate alınmadan toplam alacak üzerinden itirazın kaldırılmasına ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kiraya verenlerden birinin sözleşmedeki kira bedelinden payına düşen kısmın tahsili için icra takibi yapmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, ancak kiraya verenlerin birden fazla olması halinde her alacaklı kendi payına düşen kira alacağının tahsili için takip yapabileceği ve dava açabileceği, kira sözleşmesinde kiraya verenler M.K. ve N.Ç. olmasına rağmen M.K.'nın tek başına tüm kira alacağı için takip başlattığı ve tek başına dava açtığı, sözleşmede kira bedelinin sadece M.K’nın banka hesabına ya da kendisine ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığı gibi kira bedelinin kime ne kadar ödeneceğine dair de bir hükmün bulunmadığı, bu durumda ise kira bedelinin kiraya verenlere eşit oranda ödeneceğinin kabulü gerekeceği, mahkemece davacı alacaklının kendi payına düşen kira alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatabileceği ve itirazın kaldırılmasını talep edebileceği değerlendirilmeden alacağın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasının doğru olmadığı-
Takip dayanağı kira sözleşmesinin 20. maddesinde kiracının han giderleri katılım payını mal sahiplerine ödeyeceği kararlaştırılmış olup kiracının kiraya veren tarafından talep edilen han giderleri katılım payı miktarına karşı çıkmadığı, bu durumda kiracının kira ve han giderleri katılım payı bedellerini kiraya verene ödediğini İ.İ.K 269/c maddesinde sayılan belgeler ile kanıtlaması gerekeceği, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemeler takibin haklılığını etkilemez ise de mahkemece yapılan ödemeler dikkate alınarak dava tarihi itibariyle alacak hesabı yapılarak alacağın fer'ileri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar davalı cevap dilekçesinde ödeme belgesi ibraz etmemiş ise de ödeme belgesi borcu sona erdiren özelliği nedeniyle yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, davalının temyiz dilekçesine ekli Nisan ve Mayıs aylarına ait ödeme dekontu davacıya sorulup, beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekeceği-
Davalı vekilinin, vekil edeninin borcu olmadığından bahisle itirazda bulunmuş, talep edilen kira bedellerine karşı çıkmadığı, hükme esas alınan kök rapor ve ek raporda da bu hususun tespit edildiği, bu durumda mahkemece davalı borçlu tarafından ödendiği ispat edilemeyen 2013 yılı Ekim, K., Aralık ayları bakiye kira bedelleri olan 34.080,11 TL için de itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yalnızca 177.080,40 TL asıl alacak üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Davalı borçlunun takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmadığı, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz ettiği, borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekeceği, ancak davacı tarafça diğer davalı borçlu D.G.’in takibe itiraz etmediği ve borcu da ödemediği bildirilerek yalnızca kiralanandan tahliyesinin istenildiği, mahkemece, her iki borçlunun takibe itiraz etmesine rağmen, alacaklı vekilinin açtığı dava ile davalı borçlu D.G.'in sadece temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istediği, tahliye talep etme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davalı D.G. yönünden açılan davanın usul yönünden reddine karar verildiği, tahliye istemi bölünemeyeceğinden davalı C.G. yönünden de tahliye isteğinin reddine karar verilmesi gerekeceği-