İtirazın kaldılması ve tahliye talebine-
Ödeme belgesinin borcu söndüren belge niteliğinde olduğundan, savunmanın genişletilmesi olarak değerlendirilemeyeceği, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği, mahkemece davalı tarafça dosyaya sunulan söz konusu belge değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kiralananın niteliğine göre hasılat (ürün) kirası söz konusu olup Türk Borçlar Kanunu'nun 362/2. maddesi gereğince, davalı kiracıya 60 günlük ödeme süresini içeren ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerekirken otuz gün ödeme süreli ödeme emri düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş olduğundan bu ödeme emrinin temerrüde esas teşkil etmeyeceği, bu nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tereke temsilcisi sıfatı ile kira alacağı talep edildiğine göre davacı alacaklının ancak terekeye temsilci olarak atandığı 19/06/2014 tarihinden itibaren kira alacağının tahsilini talep edebileceği, kaldı ki ,02/07/2014 tarihli “Makbuz ve ibranamedir” başlıklı belgeden kiraya verenin Ö. L.’nun davalı borçluları 2009 yılı Ağustos ila 31/06/2014 arası dönem için ibra ettiği de anlaşıldığı, buna göre mahkemece 2014 yılı Temmuz ila 2015 yılı Nisan ayları arasına ait kira borcunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, davalı borçlular açıkça aylık kira miktarına da karşı çıktıklarına ve kira sözleşmesinde muayyen bir artış hükmü ya da aylık kira bedelinin tespitine dair Mahkeme ilamı da bulunmadığına göre, kira sözleşmesi 15. maddesi uyarınca aylık kira bedelinin 2.000,00 TL olduğunun kabulü gerektiği, mahkemece tüm bu hususlar üzerinde durularak konusunda uzman bilirkişiden rapor almak suretiyle bakiye kira alacağı hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile 'itirazın kaldırılması ve tahliyeye' karar verilmesinin doğru olmadığı- ;Takip dayanağı kira sözleşmesi 01/08/2009 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli olduğuna ve davacı tereke temsilcisi alacaklının talep edebileceği 2014 yılı Temmuz ayı ila 2015 yılı Nisan ayı arası dönem için davalı kefilin kefalet süresi sona erdiğine göre davalı kefil yönünden davanın tümden reddi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
Davalı icra takibine itirazında, alacaklıya 8 aylık kira borcu bulunduğunu, ancak aylık kira bedelinin davacının talep ettiği gibi 4.500,00 TL olmayıp, ekte sunulan kira sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere 1.700,00 TL olduğunu bildirerek kira miktarına ve borcun bir kısmına itiraz etmiş, ancak 8 aylık kira borcu olduğunu kabul etmiş olduğundan, davalının itiraz dilekçesinde kabul ettiği kira miktarları için davacının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunmayacağı, bu durumda mahkemece icra takibinde itiraza uğrayan kısım yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, icra takibinde talep edilen aylar kira bedellerinin tamamına itiraz edilmiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkin davada takibe konu edilmeyen dönem de dahil edilerek alacak miktarı hesap edilmesinin hatalı olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkin davada, takibe konu kira parasının tamamı 13.06.2014 tarihinde mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararında bildirilen banka hesabına ödendiği, takibe konu kiraların ödendiği gerekçesi ile itirazın kaldırılması davasının reddine karar verilmiş olması, asıl alacak yönünden doğru ise de, alacağın ferileri yönünden verilen ret kararının yerinde olmadığı, 13.06.2014 tarihli ödeme, takipten sonra davadan önce yapılmakla icra takibinin ferileri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, mahkemece, takip tarihinden sonra yapılan ödeme nazara alınarak icra takibinin ferileri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tümden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar davacı alacaklı tahliye talepli icra takibi başlatmış ise de davaya dayanak yapılan icra dosyasında, icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 13 nolu ödeme emrinde borcun ödenmesine ilişkin 30 günlük sürenin yazılmadığı yedi günlük sürenin yazıldığı görülmüşse de, İİK.'nun 269/1. maddesi göndermesiyle olayımızda uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceğinden, tahliye isteminin reddine karar vermek gerekirken, tahliye kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-