Davalı icra takibine itirazında, alacaklıya 8 aylık kira borcu bulunduğunu, ancak aylık kira bedelinin davacının talep ettiği gibi 4.500,00 TL olmayıp, ekte sunulan kira sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere 1.700,00 TL olduğunu bildirerek kira miktarına ve borcun bir kısmına itiraz etmiş, ancak 8 aylık kira borcu olduğunu kabul etmiş olduğundan, davalının itiraz dilekçesinde kabul ettiği kira miktarları için davacının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunmayacağı, bu durumda mahkemece icra takibinde itiraza uğrayan kısım yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, icra takibinde talep edilen aylar kira bedellerinin tamamına itiraz edilmiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
Her ne kadar 15/12/2014 tarihli dilekçe davacı alacaklı vekilinin feragat beyanını kapsıyor ise de beyan içeriğinden hakkın özünden ve davanın esasından feragat edilmediği, davanın süresinden önce açılmasından dolayı feragat edildiği, tahliye davasından ileriye dönük feragat edilmediği bu durumda 6100 sayılı HMK.nun 309. maddesi anlamında bir feragatten bahsedilemeyeceği-
Her ne kadar borçlu, taraflar arasında sözlü kira akdinin varlığını kabul etmiş ise de, taşınmazın alımı karşılığı ödenen paranın faizi karşılığı taşınmazda oturduğunu ayrıca kira bedelinden kaynaklı borcu bulunmadığını belirttiğinden kira alacağının varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, davacı alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması ve tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi-
Davalı kiracının ancak tahliye tarihine kadar olan kira parası ile sorumlu tutulabileceği, tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde tahliye sonrasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı alacaklının, sözlü kira sözleşmesine dayanarak, 07.05.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile aylık 2.823,00 TL’den 2015 yılı Nisan ve Mayıs ayları kira alacağı 5.646,00 TL’nin işlemiş faiziyle tahsilini talep ettiği, ödeme emri borçlu kiracıya 08.07.2015 tarihinde tebliğ ettiği, davalı borçlu süresinde verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği, borçluya tebliğ edilen ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verildiği, davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK.nun 269/1. maddesi uyarınca, yasal 30 günlük süre beklenmeden 28.07.2015 tarihinde açıldığı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı, ayrıca davacı takip talebine tapu kaydını eklemiş olup, dava konusu “dükkan” niteliğindeki taşınmazın paylı mülkiyete konu olduğu anlaşıldığı, pay ve paydaş çoğunluğu yargılama sırasında sağlanabilir ise de ihtarnamedeki eksikliğin sonradan tamamlanamayacağı, bu durumda mahkemece tahliye isteminin yukarıda açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olduğu-
Davacı alacaklının, davalı borçlunun 2014 yılı Eylül, 2015 yılı Ekim,K.,Aralık ayları bakiye kira alacağı 1.950 TL' sını ödemediğinden bahisle, davalı hakkında 30.12.2015 tarihinde icra takibi başlattığı, 13 nolu ihtarlı ve 30 gün ödeme süreli ödeme emri davalıya 21.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, 30 günlük " ödeme süresinin son günü olan 20.02.2012 tarihi, resmi tatile denk geldiğinden, ödeme günü 22.02.2016 günü sonuna kadar uzadığı, davacı İ.İ.K.nun 269/1.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315/2 maddesinde öngörülen otuz günlük süreyi beklemeden 22.02.2016 tarihinde, tahliye istemiyle bu iş davayı açtığı, ödeme süresi dolmadan ve temerrüt gerçekleşmeden tahliye istenemeyeceğinden, mahkemece 'tahliye isteminin reddine' karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Davalının gerek itiraz dilekçesinde gerekse yargılama aşamasında davacının ekonomik sıkıntı içinde olması nedeni ile 20/08/2013 tarihinde iki aylık kira bedeli olan 70.000,00 TL bedelin avans niteliğinde yatırıldığını savunduğu, Mahkemece dosyaya kazandırılan hesap hareketinden 20/08/2013 tarihinde 70.000,00 TL tutarında açıklama içermeyen bir ödeme görüldüğü, bu durumda Mahkemece 20/08/2013 tarihli ödemeye ilişkin davacı beyanı alınarak , takip konusu dönem alacağından mahsup edilip edilemeyeceği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-