İİK.nun 269/1. madde göndermesiyle olayımızda uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan 10 veya 30 günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda protokol tarihi ile takip tarihi arasında yapılması gereken ödemelerden anılan ödemeler mahsup edildikten sonra 157.967,34 TL asıl alacak ve 9.962,24 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu tespit edilmiş ise de 04/09/2015 tarihinde 25.000,00 TL ve 21/09/2015 tarihinde 50.000,00 TL takip konusu borca ilişkin ödeme yapıldığının tarafların kabulünde olduğu, 04/09/2015 ve 21/09/2015 tarihli ödemelerin takipten sonra davadan önce yapılmakla itirazın kaldırılmasına konu edilemeyeceği, bu durumda mahkemece davacı vekilinin dava dilekçesindeki; kabul beyanı dikkate alınarak 04/09/2015 ve 21/09/2015 tarihli toplam 75.000,00 TL ödeme mahsup edildikten sonra kalan kira alacağı ve fer'ileri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça tahliye istemli davanın, İİK'nun 269/1 yollamasıyla TBK'nun 315.maddesi uyarınca verilen, yasal 30 günlük süre beklenilmeden 11/02/2016 tarihinde açıldığı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
İtirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
Davalı kiracının yasal süresinde takibe kısmi itiraz etmesi üzerine icra takibi itiraz edilen kısım bakımından durdurulmuş olup; kabul edilen miktarda temerrüt gerçekleşmeden ödendiğine göre itiraz kaldırılmadan tahliyeye karar verilemeyeceği- Dava dilekçesindeki istem, İİK'nun 269/c maddesi gereğince icra takip dosyasındaki itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesine yönelik olmasına rağmen mahkemece davacının itirazının kaldırılması talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kesinleşen takip nedeniyle tahliye istemi-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemi- Davalı borçlu tarafından ödeme savunmasına dayanak yapılan tarihsiz adi yazılı belge dava dışı kişi tarafından tanzim edilmiş olup davacı tarafından da kabul edilmemiş olduğu, bu durumda ödeme savunmasının İİK.nun 269/c maddesinde belirtilen belgeler ile kanıtlandığının kabul edilemeyeceği- Mahkemece, temerrüt gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
Takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemelerin varlığı takibin haklılığını ortadan kaldırmaz ise de yapılan ödemeler için alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep etmesinin mümkün olmadığı-
Davalı kiracının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durdurulmuş olup; itiraz kaldırılmadan tahliyeye karar verilemeyeceği, dava dilekçesindeki istem, İİK'nun 269/c maddesi gereğince icra takip dosyasındaki itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesine yönelik olmasına rağmen mahkemece davacının itirazının kaldırılması talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip tarihi itibariyle istenebilir olan 2015 yılı Mayıs ve Haziran ayları kira bedelinin ödeme emrinin tebliğinden sonra 30 günlük yasal süre içerisinde ödendiği anlaşıldığından, temerrüt olgusunun gerçekleşmediği, bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekeceği-