Davalı kiracının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durdurulmuş olup; itiraz kaldırılmadan tahliyeye karar verilemeyeceği, dava dilekçesindeki istem, İİK'nun 269/c maddesi gereğince icra takip dosyasındaki itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesine yönelik olmasına rağmen mahkemece davacının itirazının kaldırılması talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip tarihi itibariyle istenebilir olan 2015 yılı Mayıs ve Haziran ayları kira bedelinin ödeme emrinin tebliğinden sonra 30 günlük yasal süre içerisinde ödendiği anlaşıldığından, temerrüt olgusunun gerçekleşmediği, bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekeceği-
İtirazın kaldılması ve tahliye talebine-
Ödeme belgesinin borcu söndüren belge niteliğinde olduğundan, savunmanın genişletilmesi olarak değerlendirilemeyeceği, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği, mahkemece davalı tarafça dosyaya sunulan söz konusu belge değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kiralananın niteliğine göre hasılat (ürün) kirası söz konusu olup Türk Borçlar Kanunu'nun 362/2. maddesi gereğince, davalı kiracıya 60 günlük ödeme süresini içeren ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerekirken otuz gün ödeme süreli ödeme emri düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş olduğundan bu ödeme emrinin temerrüde esas teşkil etmeyeceği, bu nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibine konu söz konusu aylara ilişkin kira bedellerini 30 günlük yasal sürede icra müdürlüğüne ödenmesi durumunda temerrüt olgusunun gerçekleşmeyeceği- Asıl kira borcunun ferilerinin (faiz ve icra masrafları tutarı) yatırılmamasının temerrüde esas alınamayacağı ve bu nedenle tahliye isteminin reddi gerektiği- Faiz alacağı yönünden: TBK m. 314 gereğince kiracının, aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça kira bedelini her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlü olduğu- Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinden kira bedelinin yıllık olarak ödeneceği anlaşılmakla birlikte kira yılının başında mı yoksa sonunda mı ödeneceği kararlaştırılmamış olduğu- Davacı kira parasının kira yılı başında ödeneceğini davalı ise kira yılı sonunda ödeneceğini iler sürmekle birlikte, kira ilişkisinin varlığını, kira bedelini, ödeme zamanını ispat yükünün kiralayana ait olduğu ve davacı tarafça sunulan belgelerle kira parasının yıllık peşin olarak ödenmesi gerektiği kanıtlayamadığı- Davacı sözleşme başlangıcında 2 yıllık kiranın peşin olarak verildiğini öne sürerek yıllık kiranın peşin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de sözleşme yapılırken peşinat olarak ödeme yapılması yıllık kira bedelinin uzayan dönemde de peşin ödeneceği konusunda tarafların anlaştıkları sonucunu doğurmayacağı-
Tereke temsilcisi sıfatı ile kira alacağı talep edildiğine göre davacı alacaklının ancak terekeye temsilci olarak atandığı 19/06/2014 tarihinden itibaren kira alacağının tahsilini talep edebileceği, kaldı ki ,02/07/2014 tarihli “Makbuz ve ibranamedir” başlıklı belgeden kiraya verenin Ö. L.’nun davalı borçluları 2009 yılı Ağustos ila 31/06/2014 arası dönem için ibra ettiği de anlaşıldığı, buna göre mahkemece 2014 yılı Temmuz ila 2015 yılı Nisan ayları arasına ait kira borcunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, davalı borçlular açıkça aylık kira miktarına da karşı çıktıklarına ve kira sözleşmesinde muayyen bir artış hükmü ya da aylık kira bedelinin tespitine dair Mahkeme ilamı da bulunmadığına göre, kira sözleşmesi 15. maddesi uyarınca aylık kira bedelinin 2.000,00 TL olduğunun kabulü gerektiği, mahkemece tüm bu hususlar üzerinde durularak konusunda uzman bilirkişiden rapor almak suretiyle bakiye kira alacağı hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile 'itirazın kaldırılması ve tahliyeye' karar verilmesinin doğru olmadığı- ;Takip dayanağı kira sözleşmesi 01/08/2009 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli olduğuna ve davacı tereke temsilcisi alacaklının talep edebileceği 2014 yılı Temmuz ayı ila 2015 yılı Nisan ayı arası dönem için davalı kefilin kefalet süresi sona erdiğine göre davalı kefil yönünden davanın tümden reddi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkin davada takibe konu edilmeyen dönem de dahil edilerek alacak miktarı hesap edilmesinin hatalı olduğu-
Her ne kadar davacı alacaklı tahliye talepli icra takibi başlatmış ise de davaya dayanak yapılan icra dosyasında, icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 13 nolu ödeme emrinde borcun ödenmesine ilişkin 30 günlük sürenin yazılmadığı yedi günlük sürenin yazıldığı görülmüşse de, İİK.'nun 269/1. maddesi göndermesiyle olayımızda uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceğinden, tahliye isteminin reddine karar vermek gerekirken, tahliye kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkin davada, takibe konu kira parasının tamamı 13.06.2014 tarihinde mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararında bildirilen banka hesabına ödendiği, takibe konu kiraların ödendiği gerekçesi ile itirazın kaldırılması davasının reddine karar verilmiş olması, asıl alacak yönünden doğru ise de, alacağın ferileri yönünden verilen ret kararının yerinde olmadığı, 13.06.2014 tarihli ödeme, takipten sonra davadan önce yapılmakla icra takibinin ferileri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, mahkemece, takip tarihinden sonra yapılan ödeme nazara alınarak icra takibinin ferileri yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tümden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
