Taraflar arasında 15.07.2009 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık olmadığı, kira sözleşmesinde 2009 yılı kira bedeli 5.000 Euro, 2010 yılı kira bedeli 5.000 Euro ve 2011 yılı kira bedeli 6.000 Euro olarak belirlenmiş olup, bundan kira bedellerinin yıllık olarak ödeneceği anlaşıldığı, ancak sözleşmede kiranın ne zaman ödeneceği belirtilmediğinden kiranın yıl sonuna kadar ödenebileceğinin kabulü gerekeceği, bu durumda takip tarihi itibariyle takibe konu kira parası henüz muaccel olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kiralananın tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece kira bedellerinin ödendiği banka hesap özeti dosya arasına alınmış olup, buna göre; takip tarihinden önce olacak şekilde 18.05.2015 tarihinde ve bankamatik aracılığıyla “kira ödemesi – Benli” açıklaması ile 994,00 TL’lik ödeme yapıldığı anlaşıldığından mahkemece, bahis olunan ödeme değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının takibe ve davaya dayanak yaptığı yazılı kira sözleşmesindeki imzaya davalının açıkça itirazı bulunmadığından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın mahkemenin kabulünde olduğu gibi aylık kira parası 2.500,00 TL olarak belirlenen yazılı kira sözleşmesine göre çözümlenmesi gerekeceği- Mahkemece davalı tarafça ödenmeyen bakiye aylar kira parasının gerektiğinde ek bilirkişi raporu alınması suretiyle belirlenerek sonucuna göre davacının itirazın kaldırılması talebinin yeniden değerlendirilmesi için kararın bozulması gerektiği-
Takip tarihi itibari ile henüz muaccel hale gelmemiş 2015 yılı Haziran ayına ait kira alacağının talep edilemeyeceği değerlendirilmeksizin verilen kabul kararın doğru olmadığı, öte yandan, davalı borçlu gerek itirazında gerekse yargılama aşamasındaki savunmasında kira bedellerinin banka aracılığıyla ödendiğini belirtmiş olup mahkemece ilgili banka kayıtları getirtilip değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesinin de doğru görülmediği-
Her ne kadar alacaklı 2013 yılı Mart ayı için takip talebinde 400,00 TL alacak talep etmiş ise de yazılı kira sözleşmesinde kararlaştırılan aylık kira bedeli dikkate alındığında alacaklı tarafından Mart ayı kirasına ait bakiye alacağın talep edildiği anlaşıldığı, buna göre, Mahkemece ödenmesi gereken kira bedeli ile kiracı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınmak suretiyle, 2013 yılı Mart ayı için taleple bağlı kalınarak 400,00 TL, Nisan ve Mayıs ayları için bakiye 3.666,00 TL olmak üzere toplam 4.066,00 TL asıl alacak ve bu asıl alacağın işlemiş faizi üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın 2.566,00 TL asıl alacak ve 12,38 TL işlemiş faiz üzerinden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi- Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmalarının zorunlu olduğu, kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekeceği, dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin uyuşmazlıkta taraflar arasında 01.03.2013 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, sözleşmede aylık kira bedelinin 400,00 TL olduğu ve yıllık kira artışının TEFE-TÜFE ortalaması oranında yapılacağının kararlaştırıldığı,bu şartın geçerli olup tarafları bağlayacağı, bu durumda mahkemece 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK.nun 344. maddesi hükmü de gözetilerek ÜFE artış oranını geçmemek üzere sözleşme hükmü doğrultusunda aylık kira bedelinin ve kira artış farkının belirlenerek, bu miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, kira bedeline itiraz nazara alınmaksızın takipte belirtilen miktarın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava itirazın kaldırılması istemine ilişkin olup, tahliye istemi bulunmadığı halde mahkemece gerekçeli karar metninde 'kiralanan taşınmazın tahliyesi yönündeki istemin kabulüne' şeklinde gerekçe gösterilmesinin yerinde olmadığı-
Kira sözleşmesine göre, kiraya veren, dava dışı H.N. S. olup, dosya içerisinde kiraya verene ait mirasçılık belgesi ile tapu kaydına rastlanmadığı, kiraya verenin mirasçı ya da mirasçıları kiraya verenin tüm haklarına halef olduğundan, kira alacağın da talep edebileceği, öte yandan, kiralanana ait tapu kaydındaki mülkiyet durumu da önemli olup, kiraya veren olmayan malik de kira alacağını talep edebilieceği, bu nedenle, Mahkemece kiralanan taşınmaza ait tapu kaydı ile varsa kiraya verene ait mirasçılık belgesi getirtilerek davacıların aktif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekeceği-
Davalı borçlu itirazında, açıkça sözlü kira akdine karşı çıktığına ve davacı alacaklı, noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş bir mukavele ibraz etmediğine göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği; bu nedenle dar yetkili icra mahkemesinin uyuşmazlık hakkında karar veremeyeceği; mahkemece uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı-
