Davalı borçlu itiraz dilekçesinde takibe konu Temmuz ayı kira bedeli 3.000,00 TL ile Haziran ayı bakiye kira bedeli 400,00 TL olmak üzere toplam 3.400,00 TL’yi yasal süresi içerisinde ödemeyi kabul ettiğini bildirerek, borcun geri kalan 2.600,00 TL’lik kısmına itiraz ettiği, nitekim davalı borçlu kabul ettiği kısma ilişkin olarak yasal süresi içerisinde olacak şekilde 20.07.2015 tarihinde icra dosyasına 3.400,00 TL ödeme yaptığı, mahkemece davalı tarafın itiraz dilekçesinde açıkça kabul ettiği kısım dışında kalan ve itiraza uğrayan bakiye kısım olan 2.600,00 TL yönünden itirazının kaldırılmasına karar verildiğine göre, bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davalı borçlu tarafından itiraz edilmeyen ve icra dosyasında ödenen 3.400,00 TL’de dahil, 6.000,00 TL üzerinden icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takibe konu dönemde davada dayanılan kira sözleşmesi geçerli olup, sözleşme hükümlerine göre ödenmeyen kira bedelleri üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davaya dayanak yapılan İstanbul Anadolu 22.İcra Dairesi'nin ve icra dosya numarası (2015/552) yazılmak suretiyle, takip borç ve masraflarını karşılayacak miktarda 5.929,00 TL’nin davalı borçlu tarafından TR8000....... no’lu hesaba yatırıldığı görüldüğü, bu durumda mahkemece, davalının icra takibini yapan İcra Dairesinin adı ve icra takip dosya numarası yazılmak suretiyle, yasal otuz günlük ödeme süresi içerisinde, dosya borcunu karşılayacak miktarda yapmış olduğu ödeme belgesi değerlendirilmek suretiyle, ihtilafın sonuçlandırılması için kararın bozulması yoluna gidildiği-
Satış tarihinden sonraki kira bedellerinin yeni malike ödenmesi gerekeceği- Alacaklı dışında üçüncü kişiye yapılan ödemenin borçluyu borcundan kurtarmayacağı bu nedenle dava dışı kişiye yapılan kira ödemesinin varlığı nedeniyle temerrütün gerçekleşmediğinin kabul edilemeyeceği-
Davaya konu kira sözleşmesinde ise 6098 sayılı TBK'nın 583. maddesindeki düzenlemeye uygun bir kefaletin mevcut olmadığı anlaşıldığından kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı gözetilerek kefil yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Davalı tarafın ödeme savunmasına ilişkin olarak getirtilen banka hesap özeti üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak sureti ile, varsa ödemeler mahsup edildikten sonra kira alacağı hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile takip konusu alacağın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hesap özetinin incelenmesinde davalı tarafından ödeme emrinin tebliğinden itibaren hangi ay kirasına ilişkin olduğu belirtilmeden dava tarihi olan 28.10.2014 tarihine kadar yaptığı ödemeler olduğu gibi dava tarihinden sonra da yapılan ödemeler olduğu ve davacının bu süre içerisinde yapılan ödemelerin takip konusu dönemden öncesine ilişkin olduğuna dair bir itirazının da olmadığının anlaşıldığı, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, bu durumda mahkemece ödeme emrinin tebliğinden itibaren yapılan ödemeler değerlendirilerek bu hususta bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu itirazında 2015 yılına ait aylık kira miktarına itiraz ettiğine ve kira sözleşmesinde kira artış oranına ilişkin açık düzenleme yer aldığına göre Mahkemece 2013 dönemine ait aylık 500,00 TL olarak ödendiği taraflarca kabul edilen kira miktarına on iki aylık TEFE-TÜFE ortaklamasına göre ÜFE oranını geçmeyecek şekilde artış uygulanarak 2014 yılına ait ödenmesi gereken aylık kira miktarı bulunup sonucuna göre alacak ve tahliye yönünden karar verilmesi gerekirken, kira başlangıç tarihinden itibaren artış şartı uygulanmak suretiyle aylık kira miktarı hesaplanarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
Takip dayanağı kira sözleşmesine göre aylık kira bedelinin 4.000,00 TL olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamakta olup yazılı kira sözleşmesi ile aylık kira bedelinin ödeme zamanının kararlaştırılmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 314. maddesi gereğince kiracı, aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça kira bedelini her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlü olduğu, düzenlemeye göre takip tarihi itibari ile henüz muaccel hale gelmemiş 2014 yılı K. ayına ait kira alacağına yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddi gerekirken bu aya ait alacak üzerinden de itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığından bozmayı gerektiği-
Kira bedelinin aksi kararlaştırılmadıkça kiraya verene ödenmesi gereken borçlardan olup üçüncü kişiye yapılan ödeme kiracıyı borcundan kurtarmayacağı-