İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Dava konusu taşınmazın davacı, davalı ve dava dışı bir çok kişi arasında paylı mülkiyet üzere olduğu, zemindeki binada kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulu bulunmadığı, tüm paydaşlar arasında fiili taksim yapıldığının ispat edilmediği gibi fiili kullanma biçiminin de oluşmadığı, çekişmeli 13 nolu dairenin davalının tasarrufunda olduğu, davacının ise payına karşılık taşınmazda kullandığı bir yer bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece davacı isteklerinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik olmadığı-
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada öncelikle el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-
İstenilen dönemin ecrimisili kayyıma ödenmiş ise, davacının, davalılardan ecrimisil isteyemeyecek, kayyım hesabındaki parayı isteyeceği-
Ecrimisil istemine ilişkin davada; davacı vekilinin arada hukuki bir ilişki olmadığını, davalının haksız yere taşınmazı işgal ettiğini ileri sürdüğü; 12.12.2013 tarihli celsede ise dava dilekçesini tekrarlayarak davalı tarafa arada kira sözleşmesi bulunup bulunmadığının sorulmasını istediği; aynı celsede davalı vekilinin açıkça arada kira ilişkisi bulunmadığını belirttiği; taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı; o halde mahkemece mahallinde üç kişilik bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak ecrimisil hesabı yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Çekişmeli taşınmazın şirket tarafından kullanıldığı saptandığına göre davacının taşınmazı kullanan kişi aleyhine her zaman dava açabileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davanın 2003 yılı aralık ayından itibaren ecrimisil istemi ile 10.11.2010 tarihinde açıldığı, davalıların zamanaşımı itirazında bulunduğu gözetildiğinde, dava tarihinden geriye 5 yıllık dönem için hesaplanacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği-