Davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı-
E.tma haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davalarının da haksız elemi gerçekleştiren kişiler aleyhine açılacağı, her bir davalı bir katta oturuyor ise bu durumda her bir davalının oturduğu katın değeri üzerinden yargılama giderlerinden sorumlu olacakları-
Çekişmeye konu taşınmazın adlarına tescili hususunda tescil davası, E. 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/383 Esas sayılı dosyasından ise kayyımlık kararının kaldırılması hususunda dava açtıkları ve anılan davaların da halen derdest olduğu anlaşıldığından, öncelikle malik hanesi boş olan dava konusu taşınmazla ilgili E. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1957/726 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlanıp sonuçlanmadığının araştırılarak, sonuçlanmış ise anılan dava dosyasının getirtilip çekişme konusu taşınmazın kimin adına tescil edildiğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, yok şayet sonuçlanmamış ise anılan dava dosyasının ve öte yandan davalıların açmış olduğu E. 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/96 Esas ve E. 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/383 Esas sayılı dava dosyalarının neticelerinin beklenmesi, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Çekişmeye konu taşınmazın 06.11.2006 tarihli Belediye Meclis Kararına istinaden kapalı otopark inşaat işinin herhangi bir kimseye ihale ile verilip verilmediğinin, verilmiş ise taşınmazın hangi tarihte ihale sahibine teslim edildiğinin, ihaleye verilmemiş ise, üzerindeki inşaat faaliyetine kimin hangi tarihte başladığının, taşınmazda kiracı olan davalıların taşınmazı hangi tarihte tahliye ettiklerinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, bu konuda tarafların gösterdikleri delillerin eksiksiz toplanması, toplanacak delillerin, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi isteği açısından parsellerin paylaşılması şeklindeki kullanıma değer verilemez ise de bu şekilde kullanımın kötüniyete dayalı olduğunun söylenemeyeceği ve bu şekilde kullanan paydaşın ecrimisilden de sorumlu olmayacağı-
Ecrimisile hükmedilebilmesi için, taşınmazdan davacı tarafın ne şekilde ekonomik gelir elde ettiği hususunun ispatı zorunlu olmadığı gibi haksız olarak kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle gelir getirmeye özgülenmemiş olmasının dahi sonuca etkili olmadığı-
Öncelikle davada ileri sürülen isteklerden yıkım isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Her iki taşınmazın yaklaşık 40 yıl önce yapılmış bir istinat duvarı ile ayrıldığı, yapılan uygulamalar sonucunda davacılara ait taşınmazın 57.22 m2'sinin duvarın diğer tarafında bırakıldığı ve davalılar tarafından otopark ve yeşil alan olarak kullanılmak suretiyle elatıldığı, davalıların bu bölümde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı, taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattıkları belirlenmek suretiyle 57.22 m2'lik bölümüne ilişkin olarak açılan elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve bahçe duvarının tecavüzlü kısmının yıkımına karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak uzun bir kullanım durumunun taşınmaz malikleri arasındaki bir anlaşmanın göstergesi olduğu, davacıların taşınmazı edindiği tarihten itibaren dava tarihine kadar davalılara bir ihtarname keşide etmedikleri, bir ikazda bulunmadıkları gözetildiğinde, davalıların taşınmazın bu bölümünü muvafakata dayalı olarak kullandıkları, yani sözlü olarak ariyet akdi yapıldığı ve dava açılmakla muvafakatın geri alındığı, akdin feshedildiği dolayısı ile davalıların kötüniyetli olmadıkları anlaşıldığından, kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden sorumlu olacaklarının söylenemeyeceği-
Mahkemenin gerekçesinin aksine Ekim/2009 döneminden sonra, dava açıldığı Ocak/2010 tarihinden sonra dahi Haziran/2010 tarihine kadar kira bedellerinin davacı-kiracı tarafından kiraya veren hesabına ödenmesinin davacının kiracı olduğunu gösterip, taşınmazın diğer davalıya davacı-kiracı tarafından kiraya verildiğini göstermeyeceği, mahkemenin bunun aksi yönündeki kabulünün tahmine dayalı olup, geçerli kabul edilemeyeceği-
Öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-