Talep tarihi olan 14.07.2007 tarihinden, davanın açıldığı 30.12.2011 tarihine kadar davacıların payları oranında hesaplanacak (taleple bağlı kalınarak) ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ihtarname tarihinden itibaren ecrimise hükmedilmiş olmasının yanlış olduğu-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, davacı tarafın 2012 yılından itibaren ecrimisil isteğinde bulunduğu gözetilerek üç kişilik kadastro fen memuru veya mühendisi ile ziraat mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişiler ile yerinde yeniden keşif yapılarak dava konusu yerin kapsamının açıkça belirlenmesi, önceki raporlar ve aplikasyon krokileri arasındaki çelişkinin giderilmesi, saptanacak duruma göre ecrimisil hesabının yapılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Asıl davada, icra takibine konu dönemler için ecrimisil hesabının yapılması, istenen bedel aşılmamak suretiyle belirlenecek miktar üzerinden itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi, birleşen davada ise TMK'nın 995/2. maddesi gözetilerek hesaplanacak zorunlu masrafların hüküm altına alınması gerektiği-
Öncelikle taşkın kısmın yıkılması halinde binanın geri kalan bölümden yararlanılıp yararlanılamayacağının açıklığa kavuşturularak belirlenecek duruma göre kaim bedelinin konunun uzmanı bilirkişi aracılığıyla saptanması, belirlenecek tutarın davalı yararına depo ettirilmesi için davacılara önel verilmesi, bedelin depo edilmesi halinde el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususlar tam olarak yerine getirilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davalının bayiinin kadastral parsele yapmış olduğu yapının davalının iradesi dışında ve idari karara dayalı olarak gerçekleştirilen imar uygulaması sonucu davacıların edindiği imar parseline taşkın hale geldiği dolayısı ile davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediği gözetilerek haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil ile yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücreti, diğer gider ve harçtan davalının sorumlu tutulmasının da isabetsiz olduğu-
Çekişmeli taşınmazın tapuda davalı gerçek kişi adına kayıtlı olup tapu sicilindeki mülkiyet hakkına dayalı olarak kullanım, tapu kaydı iptal edilinceye kadar, haksız kabul edilemeyeceğinden davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İyiniyetli olmayan zilyetin, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebileceği- Asıl davada, icra takibine konu dönemler için ecrimisil hesabının yapılması, istenen bedel aşılmamak suretiyle belirlenecek miktar üzerinden itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi, birleşen davada ise TMK'nın 995/2. maddesi gözetilerek hesaplanacak zorunlu masrafların hüküm altına alınması gerekeceği-
Davacının payı oranında elatmanın önlenmesi şeklinde bozmaya uygun biçimde hüküm kurulması gerektiği-
Davalı tarafından hangi yıl davalının yeğenine para verildiği yönünde tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, dava tarihinden önceki bir zamana tekabül ediyorsa, gerektiğinde davacı isticvap edilerek parayı alıp almadığının açıklığa kavuşturulması, bu para davacı tarafından alınmış ise İlçe Tarım Müdürlüğü veri ve bilgilerine uygun 2. rapora itibar edilerek ödenen para belirlenen miktardan düşülmek suretiyle ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinde paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabileceği, ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı olmadığı- Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekeceği-Men edilmedikçe paydaşların birbirlerinden ecrimisil isteyemeyeceği, intifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlı olduğu- Ecrimisil davalarında davalının uzun süreli kullanımı söz konusu ise, bu kullanıma ses çıkarmayan davacının zımni muvafakatinin var olduğu yönünde “fiili karine” oluşacağı ve bu karinenin aksi davacı tarafından kanıtlanmadıkça, ecrimisil talep edilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği-
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-