Öncelikle taşınmazlardan elde edilecek brüt gelirin belirlenmesi, elde edilen bu gelirden üretim masrafları düşüldükten sonra elde edilen gelir ikiye bölünerek öncelikle maliklere ve yarıcıya düşen gelirin saptanması, maliklere kalan bölüm üzerinden davacının taşınmazlardaki payı oranında davacıya verilmesi gereken ecrimisilin belirlenmesi, ondan sonra da davalının 2008 ve 2010 yıllarında davacıya yaptığı ödemelerin mahsup edilerek davacının hak kazanacağı ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği-
Kat mülkiyeti ya da irtifakının tesis edilmediği çekişme konusu taşınmaz üzerinde 3 katlı betonarme bina olduğu her katta 2 dairenin bulunduğu, davalının ise bodrum katta 1 ve 2 nolu daireleri kiraya vermek suretiyle tasarruf ettiği keşfen saptandığından, mahkemece, araştırma yapılarak, çekişmeli taşınmazda davacıların paylarına karşılık kullanabilecekleri yer olup olmadığının saptanması, taşınmazda paydaş oldukları tarih de gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı- 492 sayılı Harçlar Kanunu'nda, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceği ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağının düzenlendiği- Hal böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-
Ecrimisile dava açılan döneme kadar hükmedilebileceği-
Fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği-  Ecrimisilin, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarar kadar olduğu, bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirleyeceği-
Dava konusu taşınmazda iki ayrı bina olduğu, kayıt maliki murisin mirasçısı olan davalının iki katlı binanın ikinci katını kullandığı, davacının ise aynı taşınmazdaki tek katlı binayı kiraya vermek suretiyle tasarruf ettiği, başka bir deyişle çekişme konusu taşınmazda payına karşılık kullandığı bir yer olduğu, davacının kiracısının evi tahliye etmesi ile anılan tek katlı binanın boş kaldığı, diğer taraftan davacının aksi yöndeki iddialarının ise kanıtlanmadığı açık olduğundan, paylı mülkiyet üzere olan taşınmaz bakımından davacının intifadan men edildiğini, davalının anılan taşınmazın tamamını tek başına kullandığını söyleyebilme olanağının olmadığı, hâl böyle olunca; ecrimisil isteğinin de reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın tapuda kayıtlı iken 1972 yılında haricen satılıp devredildiğine, tapulu taşınmazların satışının TMK'nın 706/1, 6098 sayılı TBK'nın 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddesi gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, satış işlemi resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağına göre, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabileceği, davacı; TMK'nun 995. maddesi uyarınca satış bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahip olup, bu satış bedeli ödeninceye kadar aynı zamanda taşınmazdan yararlanabileceği- Satıcı geçerli bir sözleşme yapmadığı takdirde aldığı satış bedelini geri vermeye mecbur olduğu, bu nedenle alıcı, satıcının ferağ vermesini isteyeceği, ferağ verme yönündeki ümidi kesildiği tarihte, verdiği parayı isteme hakkı doğacağı, işte satış parasının geri verilmesi davalarında zamanaşımının başlangıcı bu ümidin kesildiği veya satışın yapılmasının imkan dahilinden çıktığı ya da tapuda devir yapma olanağının ortadan kalktığı tarih olduğu-
Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava dosyasının sonucunun beklenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmesi gerektiği-
Tarafların miras bırakanın ölümünden itibaren dava tarihine kadar davacıların davalıya bir ihtarname keşide etmediği, bir ikazda bulunmadığı gibi, tanık beyanlarına göre de murisin mirasçılarından ve bir kısım davacıların en büyük abisi olup 04.04.2010 tarihinde ölen kişinin, davacılardan ölene kadar davalıdan kira parasından pay istememelerini istediği gözetildiğinde; davalının uzun süredir devam eden kullanımına, dava açılana kadar ses çıkarmayan davacıların muvafakat ettiği ve muvafakatın dava açılmakla geri alınması nedeniyle davalının haksız işgal tazminatı ile sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı-