Uyuşmazlık, kira bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir...
Kooperatif genel kurul kararının iptali davasında, davacı ortağa kaybedilen ortak olma nitelik ve şartları anlaşılabilir bir şekilde açıklanarak, eksikliğin giderilmesi için öncelikle uygun süreyi içerir bir ihtar yapılması, bu süreye rağmen eksikliklerin tamamlanmaması halinde ihraç karar verilmesi gerektiği, somut olayda başlangıçta üyelik koşullarına sahip olan davacının üyelik şartlarını yitirdiği iddiası ile ihracına karar verildiğinin anlaşıldığı, bu yönde bir ihtar yapılmaksızın ihraç kararı verilmesinin TMK'nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğu, kooperatif genel kurulunca davacının ihracına yönelik verilen kararın iptali gerektiği-
Hastalık ile ölüm arasında doğrudan illiyet bağı bulunduğu hususu ispatlanamadığından, poliçe tanzimi sırasındaki beyan yükümlülüğünün kasten ihlal edilmemiş olduğu- Sigortalının kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemesi haricinde eğer sigortacının sorumluluğunu ağırlaştıran ve daha fazla prim almasını gerektiren bir halin varlığında teminatın indirilmesi gerektiği- Murisin bu hastalığının belirtilmesi halinde ödenmesi gereken prime göre proporsiyon hesabı yapıldığı, sigortalı muris tarafından bildirilmeyen mevcut hastalık ve rahatsızlıkların, sigorta şirketi tarafından bilinmesi halinde %100 ilave sürprim talep ve tahsil edilebileceği-
Uyuşmazlık, davalının tescil ettirmiş olduğu markayı tescildeki hali ile kullanıp kullanmadığı, tescilli marka kullanımının davacı markasına tecavüz oluşturup oluşturmadığı ve buradan varılacak sonuca göre markaya tecavüz ve haksız rekabetin oluşup oluşmadığı ile tazminat gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır...
Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber kat mülkiyetine tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak, alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen, satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine göre hakimin Medeni Kanunun 2. maddesini gözeterek açılan tescil davasını kabul edebileceği dikkate alındığında dava konusu bağımsız bölüm teslim edilmediğinden ve tüm bedel ödenmediğinden tapu iptal tescile hükmedilemeyeceği, sözleşme geçersiz olduğundan tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, birbirlerine verdiklerini talep edebileceği, ödemelerin davalı ..................Ltd. Şti.'ye yapıldığı bu nedenle diğer davalılar hakkında verilen ret kararında bir hata olmadığı- Mahkemece yapılacak işin; gerekirse bilirkişi raporu da alınıp davacının talebi de dikkate alınarak ve talep de aşılmamak üzere davacının sunduğu tüm ödeme belgelerinin değerlendirilip ödeme USD olarak gerçekleşmiş ise ödendiği ispat olunan USD'nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca Amerikan Doları para biriminin 1 yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanacak en yüksek faizi ile, ödendiği ispat edilen TL'nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ............ Tic. Ltd. Şti.'den tahsiline karar verilmesinden ibaret olduğu-
Uyuşmazlığın taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali mümkün olmaması halinde çıkma payı alacağının tahsiline ilişkin olduğu - Davanın 26.09.2008 tarihinde açıldığı, davalı kooperatifin 19.10.2003 tarihinde yaptığı olağanüstü genel kurul toplantısında davacının 7.587,00 TL çıkma payı alacağının bulunduğu, bu bedelin kendisine Aralık 2004 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, nitekim kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşeceği hallerde bu ertelemeyi yapmaya hakkının olduğunu, bu durumda zamanaşımının bu tarihte işlemeye başladığı, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar zamanaşımı süresi dolmadığından bilirkişinin belirlediği bedel kadar çıkma payı alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalıların, genel kredi sözleşmesinin kefalet kısmındaki kefalet türünün kendi el yazıları ile yazılması gereken kısımlarında "müteselsil" ibarenin yer almaması sebebi ile kefilliklerinin "adi kefalet" olduğunun kabulü gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesince "kefalet türü kısmında 'müteselsil' ibaresi yazılı olmasa da, TTK m. 7'de düzenlenen 'teselsül karinesi' gereği, ticari borçlara verilen kefaletlerde el yazısı ile müteselsil kefil olunduğuna dair ayrıca ve açıkça bu hususun yazılı olmasının aranmayacağı" gerekçesinin isabetli olmadığı-
Davalı arsa sahibi ile yapılan ve davacı tarafça dayanılan Konut Satış Sözleşmesi'nin resmi biçimde yapılmadığından geçersiz olduğu, hukuken geçersiz sözleşmeler sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralının gözardı edilmemesi gerekeceği, nitekim davacının da bunu talep ettiği, ilk derece mahkemesince denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hükmedilen bedele karşı istinaf isteminde bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince, ödenen bedelin aynen iadesine karar verilmesi doğru olmayıp ilk derece mahkemesi kararını davacının istinaf etmediği ve davalı yararına usulü kazanılmış hak doğduğu gözetilerek denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplanacak bedele hükmedilmesi gerekeceği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Faturaya dayalı açılan itirazın iptali davalarında, kural olarak davacı/alacaklının takip dayanağı faturaların içeriği malın teslim edildiğini, hizmetin verildiğini ve dolayısıyla alacaklı olduğunu, usulüne uygun olarak kanıtlamakla yükümlü olduğu, ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğunu, davacının taşıma hizmetinin davalı firma adına yapıldığını ve/veya davalı ile dava dışı ............ arasında, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması hallerinin bulunduğunu, iki farklı tüzel kişiliği olan şirketlerden, uyuşmazlığa konu ticari ilişki ve faturaların tarafı olmayan davalının sorumlu tutulmasını gerektirecek hususları dosya kapsamı ve sunduğu deliller ile ispatlayamadığı, davalının dava dışı ............’den farklı tüzel kişiliklere sahip oldukları yönündeki savunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliği taşımadığı-