Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman uyarlama davası açılabileceği, bu nedenle mahkemece, uyarlama davalarında uygulanması gereken kurallar tek tek ortaya konularak, konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan (inşaatçı- emlakçı-kira hukuku konusunda uzman bilirkişi) ayrıntılı ve açıklayıcı rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği- 2002 başlangıç tarihli 30 yıl süreli kira sözleşmesine ilişkin olarak 11 yıl sonra 2013 yılında kira bedelinin uyarlanması istemiyle açılan davada, mahkemece hak ve nesafete göre belirleme yapılmasında isabetsizlik olmamakla birlikte, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kiralanan taşınmazın konumu ve özellikleri belirtildikten sonra resen yapılan araştırma sonrası Emniyet Müdürlüğünce bildirilen dört adet emsal değerlendirilerek, 2019 yılı itibariyle taşınmazın m²'ye ödenen kira bedeli tespit edilmiş ve neticede 2019 yılı itibariyle taşınmazın aylık kira bedeli belirlenmiş olup, bu haliyle raporun; kiralanan bakımından kira bedeli tespitine gerekli ve yeterli emsal incelemesi içermediği, soyut ifadelerle ve takdire bağlı belirleme yapıldığı, dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılmadığı, bu nedenle de denetime elverişli olmadığı- Mahkemece; öncelikle gerekirse yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, taraflarca sunulan tüm emsalleri değerlendiren ve taşınmazın dava tarihi itibariyle boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği brüt kira bedelini belirleyen denetime elverişli rapor alınması, sonrasında bu bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapıldıktan sonra kira bedelinin brüt olarak tespiti gerektiği-
Protokolle yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceğini taahhüt eden davalı Şirket'in bu taahhüdüne aykırı olarak vekalet ücreti talep etmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu-
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğu- Bu doğrultuda eser sahibinden bir mali hakkı kullanma yetkisini iktisap etmek isteyen kimselerin, hangi haklar üzerinde kullanma yetkisini devralmak istiyorlarsa mutlaka o hakları kapsayan yazılı bir sözleşme yapmaları gerektiği - Dava konusu eserin bestecisi tarafından davacı şirkete dava konusu eserden kaynaklanan "her türlü kullanım hakkı"nın devrini içeren belgede; dava konusu esere yönelik her türlü kullanım hakkı denildikten sonra tırnak içerisinde Kanun'da tanımı verilen mali haklar kapsamında fiilen uygulanan bazı türlerin tek tek sayılmak suretiyle belirtildiği - Dayanılan belgede belirtilen "konserler, CD, kaset yapımı ve yayını, TV çekimi ve yayını, CD Room yapımı" ibareleri, dava konusu esere yönelik işlemlerin amaç ve konusu dahilinde kalan mali haklar olup anılan belgenin içeriğinde sayılan haklar yönünden sözleşmenin geçerli olduğunun kabulünün gerektiği - Çünkü sözleşmede sayılan CD ve kaset yapımı, TV çekimi ve CD Room yapımının çoğaltma hakkı , bunların TV, CD ve CD Room ile yayımının umuma iletme hakkı , konserlerin temsil hakkı kapsamında olduğu - Bu durumda mahkemece, beste sahibinin eserin her türlü kullanım hakkını davacı şirkete devrettiği 25.12.1998 tarihli belgede belirtilen haklar yönünden belgenin geçerli olduğu-
Sözleşme konusu cihazın, teknik şartnamede belirtilen koşullarda tesliminin mümkün olmadığı, zira bu özelliklere sahip bir cihazın dünya çapında bulunmadığı, dolayısıyla konusu imkansız olan sözleşmenin kesin hükümsüz olduğu, davacının ticaret şirketi olduğu ve bu nedenle ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü altında olduğu, davalı idarenin ise uzmanlık gerektiren bir alanda kamu adına faaliyet yürüttüğü, bu yüzden taraflardan her ikisinin de sözleşmenin geçerliliğine etki edebilecek ve faaliyet alanlarını ilgilendiren hususlarda öngörü sahibi olmaları gerektiği- Bu itibarla, her ne kadar ortada kesin hükümsüz bir sözleşme olsa da tarafların sözleşme görüşmeleri kapsamında oluşan zarardan sorumluluklarının tespiti için yapılan değerlendirmede; sözleşmenin imzalanması ve teknik şartnamenin düzenlenmesi sırasında tarafların hava ve su soğutmalı cihazın üretiminin bulunup bulunmadığı hususunda gerekli özeni göstermediği, davalı idare tarafından sözleşme hükümlerine uygun davranılmadığı, davacının imkansızlığa rağmen bunu ileri sürmeyerek işe devam ettiği ve bilirkişi raporu ile birlikte tüm bu hususlar değerlendirildiğinde, tarafların eşit kusurlu olduklarına göre kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Yerleşik içtihatları ile; "bankadan kullanılan kredi borcunun, sözleşme şartlarına uygun olarak ödenmesinin zorunlu olduğu, taksitlerin maaşından ödenmesinin ihtirazı kayıtsız kabul edilip daha sonra dava açarak kesinti bedelinin geri istenmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı" kabul edilmekteyse de, usulî kazanılmış hak sebebiyle bozma kararına uyularak verilen aksi doğrultudaki kararın onanması gerektiği-
Uyuşmazlık, 3308 sayılı Kanun'un 25 inci maddesine dayalı ödenmeyen staj eğitim ücretinin tahsili istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, şirket yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, 3308 sayılı Kanun'un 25 inci maddesine dayalı ödenmeyen staj eğitim ücretinin tahsili istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men'i, ref'i, maddi-manevi tazminat ile davalının ticaret unvanından “kent” ibaresinin terkini istemine ilişkindir...
6. HD. 29.04.2024 T. E: 2023/3160, K: 1127