• «1998 Tasarısı»ndaki Gerekçe

    ‘Madde 2-Yürürlükteki Kanunun 2 nci maddesini karşılamaktadır. Maddenin konu başlığı “B.Medenî hakların şümulü” yerine “Hukukî ilişkilerin kapsamı” şeklinde değiştirilmiştir. Gerçekten de yürürlükteki Kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde kişilerin medenî haklarının kapsamı değil, kişilerin hukuk ilişkilerinde hakları kazanmaları ile borçlarını ifa etmelerinin kapsamı düzenlenmiştir. Bu sebeple 2, 3 ve 4 üncü maddelerin konu başlığı olarak ‘Hukukî ilişkilerin kapsamı’ deyimi kullanılmıştır.

    Yürürlükteki kanunun 2 nci maddesinde, ‘kişilerin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymakla yükümlü oldukları’ düzenlenmektedir. Gerek öğretide, gerek yargı kararlarında bu maddenin ‘doğruluk ve dürüstlük kurallarına’ ilişkin genel ilkeyi ortaya koyduğu kabul edilmektedir. Maddenin içerik ve amacına uygun olarak kenar başlığı bu sebeple, ‘Dürüst davranma’ olarak değiştirilmiştir. Bu deyim, bir sonraki maddede yer alan subjektif iyiniyet ile maddede düzenlenen iyiniyeti birbirinden ayıdetmeye hizmet etmesi bakımından da daha isabetli görülmüştür.

    Madde içerisinde de iyiniyet sözcüğü yerine “dürüst davranmak” ifadesi kullanılmıştır. Maddenin ifadesi arılaştırılmak suretiyle daha anlaşılır bir şekle sokulmuştur.’;

    «Herkes, haklarını kullanırken ve yükümlerini yerine getirirken dürüst davranmak zorundadır.

    Bir hakkın açıkca kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.» 


  • «1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «... Maddede, ayrıca ödevi de ifade edecek şekilde geniş anlamda ‘borç’ ibaresine yer verilmiştir...»


  • 1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe

    ‘Madde 2- Madde, yürürlükteki Kanunun 2.maddesini karşılamaktadır. Düzenlemede yürürlükteki kanun esas alınmakla beraber aşağıdaki değişikliklere yer verilmiştir:

    «Hüsnüniyet» kaideleri deyimi yerine hukuk dilimize yerleşmiş bulunan ve kavramı daha iyi ifade eden «dürüstlük» kuralları deyimi kullanılmış, başlık da buna göre «dürüst davranış» olarak düzenlenmiştir.

    Birinci fıkrada «borçlarını yerine getirirken» deyimi yerine kaynak İsviçre Medenî Kanununun 2.maddesinin Almanca metnine daha uygun düşen ve “borç” kelimesine kelimesine nazaran daha geniş kapsamlı olan «yükümlülüğün yerine getirilmesi» deyimi konulmuştur.

    İkinci fıkrada hakkın kötüye kullanılması tarif edilirken yürürlükteki metinde yer alan ve çok tartışmalara ve yanlış anlamlara yol açan «zırf gayrı ızrar eden» ibaresine metinde yer verilmemiş ve madde kaynak kanuna uygun hâle getirilmiştir;’ 

    «B. Medenî hakların kapsamı

    I. Dürüst davranış

    Madde 2 - Herkes haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.

    Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk korumaz.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe

    ‘1) İfade ve terimler: Maddede Anayasanın ifadesi ve terimleri kullanılmıştır.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Maddede hüküm değişikliği yoktur. Kenar başlık, madde metnine ve aslına uygun olarak değiştirilmiş ve metinde (hüsnüniyet) yerine (doğruluk) kelimesi konulmuştur. Çünkü bu maddede düzenlenen husus bir konu hakkında bilgi sahibi olup olmamak, yani iyi niyetli bulunup bulunmamak değil, kişinin şahsî ahlâkı ne olursa olsun, o meselede doğrulukla davranıp davranmamak konusudur. Buradaki doğruluk objektif bir mahiyet taşır ve bir meselede, dürüst, orta zekâlı bir kimsenin davranacak olduğu tarzda davranmak demektir. İkinci fıkradaki (sırf) kelimesi yerine, aslında olduğu gibi (açık) kelimesinin konulması, objektifliği belirtmesi bakımından, daha uygun görülmüştür. Esasen İsviçre Medenî Kanununda da bu kelime kullanılmıştır. Bundan başka yine ikinci fıkrada (kanun himaye etmez) ibaresi (hukuk korumaz) ibaresiyle değiştirilmiştir. Zira hakkın kötüye kullanılması yalnız kanun tarafından değil, töre ve mahkeme kararları gibi öteki hukuk kaynakları tarafından da korunmaz.’:

    «B. Medenî hakların kapsamı

    I. Doğrulukla davranış

    Madde 2 –Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken doğruluk kurallarına uymakla yükümlüdür.

    Bir hakkın yalnız başkasına zarar verecek yolda açıkça kötüye kullanılmasını hukuk korumaz.»