Davacıların murisi tarafından vekil kılınanın, dava konusu taşınmazlarda davacılara ait payları eşi olan diğer davalıya satış yoluyla temlik ettiği somut olayda; davacı tarafça vekâletnamelerin hile ile alındığı ve vekâlet görevinin kötüye kullanıldığının ispat edilemediği- Vekâletnamelerin farklı amaç ve söylemlerle alınarak kötüye kullanıldığının davacılar tarafından ispat edilmesi gerektiği- Devrin kardeşler arasında yapıldığı ve mahkemece tespit edilen bedel gözetildiğinde, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığını gösterecek bir farkın da bulunmadığı- Tanık beyanlarının vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı olgusunun kabulü için yeterli olmadığı-
Hata, hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu- Davacının taşınmazdaki 1/2 payının yarısının (=1/4'ü) satılması için davalıya vekaletname verdiği, diğer yandan vekil kıldığı kişi ile dava konusu taşınmazda inşaat yapımı hususunda anlaştıkları, vekaletnamedeki yetkiye uygun olarak davacının 1/2 payını üzerinde bırakarak 1/4 payı temlik ettiği gözetildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlandığının söylenebilmesine imkanı olmadığı-
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı mı olduğu yoksa kanunen geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mi kurulduğu noktasında toplanan uyuşmazlıkta; ... müdürlüğünün asıl işi kapsamındaki galeri açma işinin teknolojik uzmanlık gerektirdiği ve ihale alan ... 'nin bu işi yapabilecek ekonomik bağımsızlığa ve teknolojik kapasiteye sahip olduğu, asıl işverenin araç ve gereçlerini bedelsiz kullanmadığı, asıl işverenin aynı işlerde personel çalıştırmadığı, kontrol ve denetim görevi dışında çalışan işçisi bulunmadığı, emir ve talimatın ... yetkilileri tarafından verildiği, davalı ... ‘ nın asıl işverenden ayrı oluşturduğu iş organizasyonu kapsamında işin yürütüldüğü, asıl işverenin denetim dışında söz konusu işe müdahalesinin bulunmadığı, bu nedenle davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve kanunen geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabulü gerektiği-
Eser sözleşmesi niteliğindeki kamu ihale sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında; hükmedilen bedel bakımından davalı ODTÜ’nün de sorumlu olduğu belirtilerek, asıl davanın kısmen kabulü ile hükmedilen bedelin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de davalı ODTÜ’nün TBK 66/2 kapsamında öğretim görevlisinin düzenlediği rapor üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığı, davalı ODTÜ’nün raporu düzenleyecek olan kişiyle talepte bulunan PTT A.Ş. arasında sadece aracılık yaptığı, ilgilinin düzenleyeceği raporu ve rapor düzenleyecek kişinin denetimi ve gözetim yetkisi bulunmadığı, raporun düzenlenme biçimi ve içeriği hakkında talimat verme yetkisinin de bulunmadığı mahkeme tarafından görevlendirilen nitelikte bir bilirkişi olmadığı, dikkate alındığında davalı ODTÜ bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık; davalı tarafından üretilen şişelerin davacı adına tescilli ... (plastik şişe üzerinde damla ve kısmi dikey grafik çizgi) unsurlu markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği, buradan varılacak sonuca göre davanın reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Uyuşmazlık; somut olayda dava konusu taşınmazda fiili taksimin bulunup bulunmadığı konusunda mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Sözleşmede kararlaştırılan tarihte davalının (500.000 USD olarak kararlaştırılan) avukatlık ücretini ödeme borcu muaccel hâle geldiğinden, sözleşmeye uygun şekilde ücret ödemesinin yapılmaması nedeniyle avukatın istifa etmesinin haklı bir istifa olduğu- Davalı, davacı avukatın takip ettiği dava konusu iş kendisi lehine sonuçlandıktan ve vekâlet ücreti borcu çekişme konusu olduktan sonra "avukatın söz konusu yargılama işini gereği gibi ifa etmediği savunmasında" bulunmuşsa da, bu gerekçeye dayanarak bir azil iradesi ortaya koymamış olduğu- Vekâlet sözleşmesi davacı avukatın istifasıyla sona ermiş olup davacı avukatın menfaat çatışması olan kişinin avukatlığını üstlenerek güven sarstığı ve bu nedenle de ücrete hak kazanamayacağı belirtilmişse de, istifadan sonraki dönemde tezahür eden hususların muaccel olmuş dava konusu alacağa tesir etmeyeceği- Aynı davada karşı tarafın vekilliğinin üstlenildiği dosya yönünden davacının vekâlet ücretine hak kazanıp kazanılmadığı hususunun eldeki davanın konusu olmadığı- "Sözleşmede açıkça bir ödeme tarihi kararlaştırılmış olsa da, avukatın vekâlet ücreti alacağının doğması için takip edilen işin kesinleşmesi gerektiğinin göz ardı edilemeyeceği, davacının henüz kadastro mahkemesi kararı kesinleşmeden, o davaya konu taşınmazlarla ilgili olarak hak iddia eden üçüncü bir kişiden vekâletname alarak taraflar arasındaki güven ilişkisini sarstığı gibi müvekkilinin kadastro mahkemesinde elde ettiği kazanımlarını ortadan kaldırma ihtimali bulunan bir yargılamayı karşı taraf lehine yürütme işini üstlenerek çatışan menfaatleri temsil yasağını ihlâl ettiği, bu nedenlerle istifasının haklı olduğundan bahsedilemeyeceği, haksız istifa anında ücret iddiasına konu iş henüz kesinleşmemiş olduğundan avukatın herhangi bir ücret talep edemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Uyuşmazlığın davacı şirketin 28.02.2005 tarihinde tüzel kişilik kazandığı, dava konusu olayın ise taraflar arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli İHDS’nin imzalanmasından önce meydana geldiği, davacının üçüncü kişi tarafından açılan davaya istinaden 15.06.2011 tarihinde ödeme yaptığı, davacı şirketin TEDAŞ’a ait olan hisselerinin tamamının 29.05.2013 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye devredildiği gözetildiğinde ödeme tarihi itibariyle davacının üçüncü kişi tarafından açılan davaya istinaden yaptığı ödemeyi İHDS’nin 7.4 maddesi gereğince davalıdan talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı-
Uyuşmazlığın davalı şirketin birlikte imza ile temsil ediliyor olması karşısında davalı şirket temsilcisi tarafından tek imzası ile düzenlenen 01.12.2007 tarihli hizmet sözleşmesinin davalı şirketi bağlayıp bağlamayacağı noktasında toplandığı-
Uyuşmazlığın somut olayda davacıların murisinin kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-