Kooperatife karşı aidat yükümlülüğü bulunan davacı ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi yani kooperatif ile ilişkisini kesmiş ve genel kurullara katılma yönünde de bir irade ortaya koymamış olması nedeniyle üyeliğinin sona erdiğini "zımnen" kabul ettiği, yani, üyelik haklarından zımnen vazgeçerek "eylemli olarak" ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı- İhraç kararını zımnen kabul etmiş davacının kooperatifin kuruluşundan itibaren yirmi yıl gibi uzun bir süre geçtikten ve kooperatifin kurulduğu sıradaki hâlinden daha iyi duruma gelmesinden sonra "kooperatif üyeliğinin tespiti" istemiyle açtığı davanın dürüstlük kuralına uygun olmadığı- "Kooperatif üyeliğinden zımnen çıkmanın mümkün olmadığı, bir haktan feragatin açık ve tereddütsüz olması gerektiği, kooperatif üyeliğinden çıkma ya da üyelikten çıkarılma kararı olmadığı sürece üyeliğin devamının asıl olduğu, davalı kooperatif tarafından davacının üyelikten çıkarılması yönünde herhangi bir karar alınmadığı, davacının aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi hâlinde 1163 s. K. m. 27. maddesi ile kooperatif ana sözleşmesine göre parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağın ihracı için davalı kooperatif tarafından iki haklı ihtar gönderilmesi, ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ve gönderilen ihtarlarda süre verilmesi gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davalı şirketin mali gücünün tespit edilmesi bakımından cari oran, likidite oranı ve nakit oranın ölçülmesi gerektiği- Davalı şirketin cari oran, likidite oranı ve nakit oranının istenen seviyelerin altında bulunduğu, ödeme gücünün de beklenen seviyelerin altında olduğu, finansal tablosu sonuçlarına göre toplam .. TL kısa vadeli borcunun bulunduğu, çeltik kurutma tesisinin 2018 yılında tamamlandığı, dolayısıyla şirketin ödemelerini ve faaliyetlerini sağlıklı olarak sürdürebilmesi bakımından işletme sermayesine ihtiyaç duyduğu, bunun da en geçerli koşulunun sermaye artışı olduğu gözetildiğinde genel kurul kararıyla sermayenin belirtilen miktar ve oranda artırılmasının dürüstlük kuralına aykırı olmadığı- "Davalı şirketin kredi kullandığı, devlet desteği aldığı, buna rağmen beklenenin üzerinde sermaye artırımı yapıldığı, davacıya verilen ve toplantıda sunulan finansal raporların arasında çelişki bulunduğu, bu nedenlerle dava konusu genel kurul kararı alınırken dürüstlük kuralına uygun davranılmadığına" ilişkin kararın isabetli olmadığı-
Özel Dairece verilen birinci bozma kararı ticaret ünvanının terkini davasının tescil işleminin ticaret sicilinde ilânı tarihinden itibaren altı yıllık süre geçtikten sonra açılmasının 4721 sayılı Kanun'un 2. maddesine aykırılık oluşturduğuna ve usuli hataya ilişkin olup kesin bozma niteliğinde olmadığı gibi birbirleriyle çelişen iki ayrı bozma kararı da bulunmadığı- 1086 sayılı Kanun’un 429/4. maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmediğinden, mahkemece Özel Dairenin ikinci bozma kararına uyularak verilen son kararın temyiz incelemesini yapma görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil Özel Daireye ai olduğu-
Davanın, davalının ZMSS ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta (İMSS) poliçesi ile sigortacısı olduğu araç ile davacının maliki olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının aracında meydana gelen pert fark tazminatı talebine ilişkin olduğu-
Anlaşmalı boşanma sonucu (12.12.2002 tarihinde) döviz cinsinden hüküm altına alınan iratların Türk Lirasına uyarlanması istemli eldeki davada; boşanma tarihinden dava tarihine kadar geçen 18 yıllık süre sonunda, kadının gelirinde ve mal varlığında artış olduğu, buna karşılık erkeğin ise maddi anlamda güçsüzleştiği, nafaka yükümlüsü erkeğin emekli sınıfında kabul edildiği, geliri ile orantılı yaşam standardı, ortak çocuğun anne ve babasının ekonomik durumlarına ilişkin ifadeleri bir bütün olarak gözetildiğinde, açılan davanın dürüstlük kuralına aykırı olmadığı- Aradan geçen uzun süre içerisinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında gerçekleşen esaslı değişiklik, yoksulluk nafakasının niteliği ve amacı, makul insanlardan beklenen öngörü, davanın on sekiz yıl sonra açılmış olması, esaslı değişikliğin nafaka yükümlüsünden kaynaklanmaması, taraflar arasındaki menfaat dengesinin orantısız hale gelmesi ve özellikle dürüstlük kuralı uyarınca, aradan geçen uzun yıllar sonucunda artık ifanın borçludan beklenebilir olmadığı ve TBK m. 138 hükmünde belirtilen uyarlama koşullarının gerçekleştiği- "Aradan geçen zaman içerisinde tarafların ekonomik durumlarında bir değişiklik olmadığı, döviz kurundaki değişikliğin davacı tarafından öngörülebilecek bir durum olduğu" görüşü ile "Sözleşmenin uyarlanması koşulları oluşmuş ise de kadın yararına daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava dışı mirasçı tarafından aynı resmî senette yapılan satış işlemine yönelik açılan vekâlet yetkisinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı davanın kabul edilerek kesinleşmesi olgusunun dava dışı mirasçı ile beraber davacıların da vekâleten satış yaptıkları gözetildiğinde davacılar yönünden de gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği ve yine aynı davada ....'n tanık olarak verdikleri beyanlarının "vekilin, vekâlet sözleşmesinin yüklediği borçlara ve sorumluluklara uygun ifa edilmediği" yönünde yapılan değerlendirme ile kesinleşen olgu karşısında mahkeme içi ikrar olarak kabul edilemeyeceği, tüm bu hususular birlikte değerlendirildiğinde vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Sigortalının vefat etmesi nedeniyle, kullandığı krediye istinaden düzenlenen, kredi borcunun Azalan Teminatlı Hayat Sigortası Poliçesinden karşılanmasıyla kredinin hayat sigortası kapsamında kapatılması, başvurucunun krediden kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespiti ve ölüm olayının gerçekleştiği tarihten sonra ödenen kredi taksitlerinin davacıya ödenmesine karar verilmesi talebi- Ölümle daha önceden varlığı belirlenen hastalık arasında illiyet bağı bulunduğunun belirlenmesi sorumluluk açısından zorunlu olup dosya içerisindeki sağlık kurulu raporu yetersiz görülüyorsa bu hususun değerlendirilmesinin uzmanlık gerektiren bir durum olduğu- İtiraz Hakem Heyetinin kendi değerlendirmesi yerine Adli Tıp Kurumundan ölüm nedeni ile önceki hastalığın illiyet bağını gösterecek, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp karar verilmesi, ayrıca hastalığın başlangıç tarihi, süreci ile beyan edilip edilmediği hususlarının da araştırılması gerektiği-
Sigortacının zararın teminat dışı olduğuna ilişkin savunmaları ile bu hususta tahkim yargılaması devam ederken yaptığı şikâyet sonucu yürütülen ceza soruşturmasının başlama tarihi ve ceza davasının kapsamı; sürecin bu şekilde gerçekleşmesinde davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı gözetilip zamanaşımı def'i konusunda dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme yaparak def'inin reddine karar vermek gerekirken davanın zamanaşımından reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; olayların gelişimine bakıldığında davacıya atfedilebilecek kusur bulunmadığı kabul edilse bile davalının hileli davranışından da söz edilemeyeceği, hakem kararı yok hükmünde olduğundan zamanaşımının kesilmediği, davacının elindeki karara istinaden zamanaşımı süresi içinde mahkemeye başvurmadığı, dolayısıyla mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de; bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte, ortağın uzun süre kooperatife uğramaması ve aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, kooperatifin kuruluş amacına uygun faaliyetini uzun süredir yerine getirmemesi üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, başka bir anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiğini benimsediği ve eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini ortaya koyduğu, böyle bir ortağın açtığı davanın da dürüstlük kuralına aykırı olduğu ilke olarak kabul edilmekte ise de, somut olayda davacının istifasının görüşüldüğü genel kurul tarihi ile dava tarihi arasındaki kısa süre nazara alındığında dürüstlük kuralına aykırılıktan söz edilemeyeceği-
7. HD. 26.12.2024 T. E: 4687, K: 6021