Kira sözleşmesine göre kiracının, kiralananı; ortağı olduğu davalı şirkete kullandırma hakkı olmasa da davacının kiralananı davalı şirketin kullandığını bilmesi bu duruma ses çıkarmaması ve  mevcut banka ekstrelerinden bazı aylar kiralarının da davalı şirket tarafından davacıların banka hesabına yatırıldığı görüldüğünde kiralananın davalı şirket tarafından kullanılmasına davacıların zımnen muvafakat ettikleri görüldüğünden sonradan dava açmanın iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile açılan davalarda kural olarak zamanaşımı söz konusu olamayacağı-
Önalım davasına konu payın ilişkin olduğu taşınmaz, paydaşlarca kendi aralarında taksim edilip, her paydaş belirli bir kısmı kullanırken, bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı, bir 3. kişiye satması halinde, satış anında bu yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı–
İş Kanununda düzenlenen kötüniyet tazminatı Medeni Kanunun 2. maddesinin İş Kanununa bir aktarımı mahiyetinde olduğu-
Paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi davalarında, öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması gerekeceği, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması gerekeceği, yoksa uyuşmazlığın, müşterek (paylı) mülkiyet hükümlerine göre çözümleneceği–
Yıllarca davacıdan yaşlılık aylığı primlerini tahsil edip kullanan ve bu konuda uyuşmazlık çıkarmayan davalı Bağ-Kur’un, yaşlılık aylığı bağlanması aşamasında «davalının sigortalı statüsünde bulunmadığını» ileri sürerek, yaşlılık aylığı bağlamaktan kaçınmasının objektif iyiniyet kurallarına aykırı olacağı–
Ancak iyiniyetli kişilerin MK. 1023 hükmünden yararlanabilecekleri–
Noterde düzenlenmiş pay devir sözleşmesi ve pay devrine ilişkin ortaklar kurulu kararına muvafakatın bulunduğu, bu işlemlere daha sonra itirazda bulunmanın TMK. m.2 hükmüne aykırı olacağı
Davalı Kurumun, denetim görevini yerine getirmeksizin, davacıyı isteğe bağlı SSK sigortalısı olarak kabul edip primlerini aldıktan sonra, «çalışmanın fiilî ve gerçek olmadığı» gerekçesiyle zorunlu ve isteğe bağlı SSK sigortalılıklarını iptal etmesinin objektif iyiniyet kuralına ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu–
Bir yıla yakın süre boyunca sözleşmeden doğan edimler itiraz edilmeden eylemli olarak yerine getirilmiş olması halinde, davalının «sözleşmeyi imzalayan kişinin yetkili temsilcisi olmadığını ve sözleşme hükümleriyle bağlı tutulmayacağını» ileri sürmesinin «hakkın kötüye kullanılması» anlamında olduğu–