BK’nun 512. ve MK’nun 545. maddelerinde öngörülen şekil şartına uyulmadan yapılan ve bu nedenle geçersiz olan miras sözleşmesinin, taraflarca bakım alacaklısının ölümüne kadar yerine getirilmiş ve bakım alacaklısı tarafından herhangi bir iptal talebinin de ileri sürülmemiş olması karşısında, bakım alacaklısının ölümünden sonra, mirasçıları tarafından şekil eksikliğinin ileri sürülmesinin objektif dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edeceği–
«Haline münasip evin haczedilemeyeceği»ne yönelik olan İİK’nun 82/12. maddesindeki koşulların oluşması halinde, dar yetkili icra mahkemesince borçlu aleyhine MK’nun 2. maddesinin uygulanamayacağı–
Taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında verilen bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunmasının, «akde vefa» kuralının yanında MK’nun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralının da bir gereği olduğu–
Bir sözleşmenin yürütümü sırasında hak ve borçların kullanımı ve ifasında da iyi niyet kurallarına uyulması zorunlu olduğu, bir hakkın sırf başkasını zararlandırmak maksadıyla kullanılmasını kanunun korumayacağı, sözleşmede yer alan tek taraflı feshe ilişkin hükmün de bu yönden değerlendirilmesi halinde, anılan hükmün keyfi olarak kullanılacak mutlak bir hak vermeyeceği kabul edilmeli ve bu durumda feshin haklı olup olmadığının araştırılması gerekeceği–
İnşaatın % 77 seviyesinde tamamlanmasının arsa sahibinin kat karşılığı inşaat sözleşmesini geriye etkili feshetmesine engel teşkil etmeyeceği, sözleşmeye uygun davranılmaması halinde aksi feshetme yetkisinin yasadan doğan bir hak olduğu, «hakkın kötüye kullanılması» olarak nitelendirilemeyeceği–
Kanuna aykırı işlem ve kararları ile bankayı borcunu ödeyemez duruma sokup zarara uğratan yöneticilerin iflasına karar verilebileceği-Bu konuda hukuksal boşluk olması nedeniyle hâkimin hukuk yaratma yetkisinin olacağı-
Satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı savunmasının Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından dinlenmeyeceği–
Bir kat malikinin, gerek bizzat ve gerekse vekili aracılığı ile kat malikleri kuruluna katılıp olumlu oy kullandığı kararın iptalini talep etmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı–
Önalım davasına konu payın ilişkin olduğu taşınmaz, paydaşlarca kendi aralarında taksim edilip, her paydaş belirli bir kısmı kullanırken, bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı, bir 3. kişiye satması halinde, satış anında bu yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı–
Yıllarca davacıdan yaşlılık aylığı primlerini tahsil edip kullanan ve bu konuda uyuşmazlık çıkarmayan davalı Bağ-Kur’un, yaşlılık aylığı bağlanması aşamasında «davalının sigortalı statüsünde bulunmadığını» ileri sürerek, yaşlılık aylığı bağlamaktan kaçınmasının objektif iyiniyet kurallarına aykırı olacağı–