Devre Tatil Sözleşmesinin 27/son maddesinde davalı şirketin tespit ettiği istetme giderlerine itiraz edilmeyeceği belirtilmiş ise de, davacılar ile müzakere edilerek sözleşmeye konulduğu kanıtlanmayan ve sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerde davacılar aleyhine dengesizliğe neden olabilecek bu hüküm, 4077 sayılı Kanun kapsamında haksız şart niteliğinde olduğundan geçersiz olacağı-
Tapuda davalıya pay satışı yapılmış ise de, gerçekte önceki paydaşın uzun zamandır fiilen kullandığı evin davalıya satıldığı, diğer paydaşların bu kullanım şekline karşı çıkmadığı, davacının da önceki malikin kullanımını bildiği halde itiraz etmediği halde davalıya karşı önalım hakkını kullanmasının Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde ifadesini bulan iyiniyet ilkesiyle bağdaşmayacağı anlaşıldığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kira bedelinin uyarlanmasının işlenebilmesi için sözleşmenin kurulmasından sonraki dönemde gerçekleşen olgulara dayanılmasının zorunlu olacağı-
Murisin sağlığında ilerde intikal edecek terekedeki hakkıyla ilgili olarak bir mirasçının diğer mirasçılara veya üçüncü kişilerle yapacağı sözleşmelerin geçerli olabilmesi için yazılı ve miras bırakanın katılımıyla gerçekleştirilmesi zorunlu olup, murisin katılmadığı sözleşmelerin geçersiz olacağı- Geçersiz sözleşme nedeniyle ancak haksız iktisap kuralları uyarınca ödenen bedelin iadesinin talep edilebileceği-
Davalı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü 'nün hatalı işlemi nedeniyle sigortalı sayılan ve sigortalı sayılan döneme ait primleri ödeyen davacının, zorunlu sigortalı kabul edilmesinin gerekeceği-
Resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen sözlere değer verilemez, kadastro sırasında, davacıların davaya konu taşınmazın kendilerine ait olduğu hususunda bir itirazları da bulunmadığından davacıların iyiniyetli olduklarından söz edilemeyeceği-
Davalı vekilinin, esasa cevap süresinin geçmesinden sonra verdiği dilekçelerinde, cevap dilekçesinde yer almayan başka azil sebepleri bildirmesinin, savunmanın genişletilmesi niteliğinde olacağı, bir davada, davalı tarafın cevap dilekçesinde bildirdiği savunmayı sonradan genişletmesi üzerine; davacı taraf buna hemen itiraz etmediği, savunmanın genişletilmesine muvafakati bulunmadığını hemen bildirmediği ve genişletilen savunmaya yönelik cevapları verdiği takdirde savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılacağı, davacı tarafın, savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğine dair beyanını bildirmesinin (bu yönde itirazda bulunması), genişletmenin gerçekleştiği aşamaya göre, daima belirli bir zaman dilimine tabi olacağı, savunmanın bir dilekçeyle genişletildiği hallerde, davacı tarafın, buna muvafakati olmadığını en geç, dilekçenin kendisine tebliğini izleyen oturumda bildirmek zorunda olacağı-
Kural olarak taşınmaz mülkiyetinin nakline ilişkin sözleşmelerin resmi biçimde olması gerekmekte ise de; yüklenici, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü kazanacağı şahsi hakkın temliki suretiyle ve yazılı olmak koşuluyla üçüncü kişiye temlik etmişse, Borçlar Kanunu 163. maddesinin yazılı yapılmasını öngördüğü sözleşmeye dayanarak üçüncü kişinin bağımsız bölümün adına tescilini isteyebileceği-
Vasiyete konu taşınmaz mal üzerinde henüz kat mülkiyetinin veya kat irtifakının kurulmamış olmasının Borçlar Kanununun 117/1.maddesinde yer alan ve borcun sukutuna yol açan objektif imkansızlık olarak nitelendirilemeyeceği, Kat mülkiyeti Kanununda kat mülkiyetine elverişli bir yapı yapılması halinde kat mülkiyeti kurulmasının dava yolu ile istenmesine engel bir hükmün olmadığı, davacının vasiyetnamenin tenfizi isteğinin bu yönü de kapsayacağı-
Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan kurumun (Bağ-Kur), davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzak olup davacının sosyal güvenlik hukuku ilkeleri ve MK'nın 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak, primlerin alındığı dönemde zorunlu sigortalı kabul edilmesinin gerekeceği-