Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden BK’ nun 125. maddesi (şimdi; TBK. mad. 146) gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar; ancak, satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen vaat alacaklısına teslim edilmişse, zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunmasının TMK’ nın 2. maddesinde yer alan "dürüst davranma" kuralı ile bağdaşmadığından dinlenmeyeceği-
Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanarak bir hak elde edemeyeceği, kötüniyet iddiasının bir defi değil itirazı olduğu, bu nedenle savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
Kat irtifakı tesis edilen bir apartmanda kat maliklerinin, ‘hangi mahallerin kimler tarafından kullanılacağı’ yönünde imzaladıkları sözleşmenin kat maliklerinin hepsini bağlayacağı, bu sebeple, bu sözleşmeye göre hakkını kullanan kat malikine karşı diğer kat maliklerinin daha sonra men’i müdahele davası açmasının dürüstlük kuralına aykırı düşeceği
Geçmişe yönelik prim tahsil edildikten uzun süre sonra sigortalılığın iptal edilmesinin objektif iyi niyet kurallarına aykırı olacağı-
Finansal Kiralama Kanunu'nun gerek finansal kiralama sözleşmesinin şekli ve sözleşmeye aleniyet kazandırılması amacına yönelik özel sicile tescile dair 8. maddesi ve gerekse 19. maddede yer alan emredici nitelikteki koruma hükümleri kamu düzenine ilişkin olup, finansal kiralama sözleşmesinin noterce düzenleme şeklinde yapılıp yapılmadığı ve taşınır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilip edilmediği, bu arada Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan iyi niyet kuralı itiraz niteliğinde olduğundan, şartları varsa yargılamanın her aşamasında gözününe alınabileceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dava konusu sözleşme, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bir sözleşme olup, mevcut uygulamaya davacı uzun süre ses çıkarmamış ise, daha sonra somut olayda olduğu gibi, daha iyi şartlarda bir iş başvurusunun kabul edilmesinden sonra bu hakkın ileri sürülmesi MK. nun 2.maddesinde belirtilen iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı ve hukuken himaye edilemeyeceğinden, davalının itirazında bildirmiş olduğu bu hususların incelenip değerlendirilmesi gerekeceği-
Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı, müterafik kusur nedeniyle zarardan tamamen sarfınazar etmek istisnai bir durum olup, söz konusu davada tazminatı tamamen kaldırmanın uygulama yeri bulunmamadığı, tarafların kusur durumu dikkate alınıp, uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu kredinin faizinin ‘fahiş’ olup olmadığı hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken bir konu olduğu, HUMK m. 275 uyarınca bu gibi durumlarda bilirkişi dinlenemeyeceği-
Satıcı paydaşın kullandığı kısım üzerinde hak iddia etmeyen davacının önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-