Vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayandığı- Vekilin borçlarının çoğunun bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğduğu- Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanarak açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, davalılar, gerçek pay durumunun belirlenmesi amacıyla taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden davacı tarafından vekalet verildiği ve bu nedenle devrin gerçekleştiği yönünde savunmada bulunmuş iseler de bu savunmanın 05.02.1948 tarih ve 20/6 sayılı İBK kararı uyarınca yazılı delille kanıtlanmasının zorunlu olduğu- Davalıların bu anlamda bir belge ibraz etmedikleri gibi savunmalarından da temlikin bedelsiz olduğunun anlaşıldığı- Davaya sebep teşkil eden taşınmaz temlikinin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapıldığı- Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı şekilde reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü kişiye satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK. 2 maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından resen göz önünde tutulmasının zorunlu olduğu,
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliğinin, bu sözleşmelerin noterde "düzenleme" şeklinde yapılmasına bağlı olduğu- Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshinin, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olduğu- Somut olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda TMK'nın 2 nci maddesi hükmü gözetilmek kaydıyla inşaatın % 90 ve üzeri oranına ulaşması ve ayrıca kalan eksik işlerin de sözleşmede amaçlanan kullanıma engel oluşturmadığının belirlenmesi halinde ileriye etkili fesih koşullarının gerçekleştiği-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenenine dayalı bedel ve para borcunun ödenmesindeki gecikme sebebiyle geçmiş günler faizi ile karşılanamayan munzam zararın tahsili istekleri-
Feshin geçersizliği ve işe iade istemine ilişkin davada, davacının iş sözleşmesi davranışlarından kaynaklanan nedenle feshedilip, savunması alınmadığından geçerli nedene dayanmadığı gibi altı aylık kıdem koşuluna bir gün kala iş sözleşmesinin bu şekilde feshi dürüstlük kuralına aykırı olup davalının davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanmaması amacı ile hareket ettiği açık olması, diğer taraftan davacının altı aylık kıdeme sahip olduğu görülmüş olduğundan, mahkemece davacının iş güvencesi hükümlerinden faydalandırılması ve feshin geçersizliğine karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın kayden maliki olduğu taşınmazını oğluna satış suretiyle temlik ettiği, dava açılmadan önceden miras bırakanın oğlu tarafından bu taşınmazın, iş yerinde çalıştığı kimseye devrettiği anlaşıldığından, temlikin muvazaalı olduğunu bilebilecek durumda olan son kayıt maliki olan kimsenin iyiniyetli sayılamayacağı-
Davacıların mahkeme içi ikrarda bulunduğu ancak ikrardan döndükleri görülmekle, ikrarın maddi bir hataya dayalı olduğunu davacıların öncelikle ispatlamaları gerekecektir. İkrarın maddi hatadan kaynaklandığının ispatlanamaması halinde mahkeme içi ikrarın bu davada da geçerli olduğu ve kesin delil teşkil edeceği, ikrara rağmen açılan davanın TMK’ nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerekip, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenlerle bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İkinci el durumunda bulunan kayıt maliki davalının iyiniyet savunmasının sübutu halinde davalının taşınmazı edinimine değer verileceği ve Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı, davalı kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-