Tarafların anlaşarak boşanma taleplerine uygun ve bu yönde hüküm almalarına rağmen, hükmü tebliğe çıkarmayıp beş yıl altı ay sonra tebliğe çıkarılmasının açıklanan boşanma iradelerinin samimi olmadığını gösterdiği gibi, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağı-
Kat maliklerinden birinin, kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramayacağı, davalının yaptırdığı yaya yolunun ortak yerde projeye aykırılık oluşturduğu, 09.12.2009 tarihli infaz tutanağında davacıya geçit hakkı verilmesi hususunda taraflar arasında anlaşmaya varıldığı ve bu tutanakta davacının imzası bulunduğuna göre, MK m.2 uyarınca iyiniyet kuralı da göz önüne alınarak projeye aykırı olup anlaşma dışında yapılan inşaat, tesis ve değişikliklerin davacı tarafın rızası olmadığı için ortak yerde yapılan projeye aykırılık olarak değerlendirilmesi gerekeceği-
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların kullandığı tespit edilen ibarelerin, nakliyecilik faaliyeti içinde kullanılmış olup, bütünü itibariyle davacı şirketin ticaret ünvanını çağrıştırmakta olduğu, adı geçen internet sitelerinde davalıların bu biçimdeki kullanım şeklinin de basiretli bir tacirin uyması gereken dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının ticaret ünvanıyla karışıklığa sebebiyet verecek şekilde olduğu, orta düzeydeki kullanıcıların arada bağlantı kurmasına zemin oluşturarak karışıklığa neden olmak suretiyle haksız rekabet oluşturduğu, bu hali ile haksız kazanç elde etmek amacında olunduğu, bu nedenle haksız eylemi gerçekleştirdikleri sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü gerektiği-
Çekişme konusu payların satış işleminin yapıldığı, satıştan sonraki tarihli belgede davacı ve diğer tüm mirasçıların davalıyı ibra ettiği, sözü edilen belgenin imzalı boş kağıdın üzeri doldurulmak suretiyle oluşturulduğu iddiasının usulüne uygun biçimde kanıtlanamadığı anlaşıldığından, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin davanın reddi gerektiği- Mahkemece "...belge altında davacının imzası bulunsa da, tanıkların beyanları dikkate alındığında metin kısmının sonradan daktilo ile yazılma olasılığının yüksek bulunduğu...” gerekçesi ile anılan belgeye itibar edilmemesinin isabetsiz olduğu- Varsayıma dayalı hüküm kurulamayacağı-
Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmelerinin Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğu-
Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka kamu düzenine, kişilik haklarına (TBK. mad. 27) veya dürüstlük kurallarına aykırı (TMK. mad. 2) olduğu için geçersiz sayılan Avukatlık Ücret Sözleşmeleri- (TBK.’nun 26 ve 27. maddelerinin, avukatlık ücret sözleşmeleri bakımından da geçerli sınırlamalar olup, bu sözleşmeler bakımından da uygulanması gerektiği; avukatlık ücret sözleşmelerinin de ahlaka, kamu düzenine ve hukuka aykırı olmaması gerektiği, bunun tesbiti için, tarafların sözleşme ile amaçladıkları çıkarların dengede olması gerektiği gözönünde bulundurularak, sözleşme ile bir taraf için sağlanan hak ve menfaate denk düşmeyen ve fahiş olan menfaatin karşı tarafa sağlanmış olmasının -örneğin; sözleşmede kararlaştırılmış olan ücretin, müddeabihin tamamına yakın olmasının- iyiniyet kurallarına aykırı sayılacağı ve avukatlık ücret sözleşmesini geçersiz kılacağı)-
Tarafların anlaşmalı boşanma taleplerine ve aynı tarihte bu yönden hüküm almalarına rağmen, hukuki ve fiili bir engel olmadığı halde, davacı (koca)'nın gerekçeli kararın dört yıl dört ay sonra davalıya tebliğini istemesinin, dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve davacı kocanın bu süre içinde eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi boşanma isteğinin ve bu yöndeki iradesinin de samimi olmadığını göstereceği-