Hizmet akdinin işçinin kendisi tarafından feshedilmesi halinde kıdem tazminatının istenemeyeceği, oysa somut olayda işçi istifa etmesine rağmen, işçiye kıdem tazminatı ödendiğine göre, istifanın hukuka uygun gerçek bir istifa olmadığının kabulünün zorunlu olacağı-
Husumetin yöneltilmesinde, hasımda değil, temsilcide yanılma söz konusu ise, bu durumun davanın reddini gerektirmeyeceği, gerçek temsilci belirlenip dava dilekçesi tebliğ edilerek onun huzuru ile yargılamaya devam edilmesinin zorunlu olacağı, mahkemece sonradan yanlış değerlendirmeye gidilerek davanın husumetten reddine ilişkin direnme kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Sigorta bildirge ve bordroları hizmet tespiti isteyen işçinin çalışmalarının kesintili geçtiğinin karinesi olduğundan, tersinin eş değerdeki belgelerle kanıtlanmasının gerekeceği-
Bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereğinin yerine getirilmediği, zira bozma ilamında kesintili çalışmanın varlığına değinilmiş iddia edilen çalışmanın yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı bu yolda herhangi bir yazılı delil getiremediği anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Aynı işverenin yanında uzun yıllar hamal olarak görev yapan kişinin bu çalışmasının "hizmet akdi"ne dayalı olduğunun kabulü gerekeceği-
Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işleminin eksiksiz olarak tamamlanmasının gerekeceği, tasfiye işlemleri tümüyle tamamlanmamış ve tasfiyede kimi eksikler kalmışsa, ticaret sicilindeki kayıt silinmiş olsa bile tasfiyenin gerçekleştiğinden ve kooperatif tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemeyeceği, somut olayda, kooperatifin eksik kalan işlerinin tasfiye kurulunca emanet usulü ile halen yürütülmekte olduğu, bu nedenle tasfiye işlemlerinin eksik kaldığı, bu nedenle kooperatif tüzel kişiliğinin yeniden ihya edilmesi, ihya için ise tasfiye kurulu ile ticaret siciline husumet tevcihinin zorunlu olacağı, kooperatif alacaklılarına karşı öncelikle kooperatif tüzel kişiliğinin sorumlu olacağı, kooperatif mal varlığı bu borcu karşılayamadığı takdirde ortaklara ancak yasadaki öngörülen koşullarla başvurulabileceği, tasfiye hataya dayalı ise gerçek anlamda tasfiyeden söz edilemeyeceği, hataya veya kasta dayalı şeklen gerçekleştirilmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının mümkün olduğu, som
Davanın, hizmet tespiti niteliğinde olduğu, 506 sayılı Kanun kapsamına alınan işyeri çalışanlarının hizmetlerinin kuruma bildirilmiş olması karşısında davalı işverenin amcasının oğlu olan davacının hizmetlerinin kuruma bildirilmemiş olması başka bir anlatımla yakın akrabasını sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakması hayatın olağan akışına aykırı bulunmakla, davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Gemi adamlarının 2098 Sayılı Yasa ile getirilen itibari hizmetten yararlanma hak ve koşullarının, 3395 sayılı Yasa ile kabul edildiği, sözü edilen Yasa'nın yürürlüğünden önceki dönemlerin geriye yönelik olarak sözü edilen yasa kapsamında kabulünün usul ve yasaya aykırı olacağı-
Uzun döneme ilişkin hizmet tespitinde gerçeğin hiç kuşku kalmayacak biçimde ortaya çıkarılmasının gerekeceği, sadece tanık beyanlarına dayanarak uzun süreli tespit doğru olmadığı gibi en azından işe giriş bildirgesinin verildiği gün, bir günlük çalışmasının olduğunun kabulü gerekeceği-
Şube seçimleri yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmişse, iptal edilen seçimlerde belirlenen delegeler seçim sonucuna etkili olduğundan genel kurulun iptalinin gerekeceği-