Kazanın işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olması sorumluluk için yeterli olmayıp, eylemle zarar arasındaki uygun neden-sonuç bağının işçinin ya da üçüncü kişinin tam kusuru ile kesilmemiş olmasının da zorunlu olduğu-
Davacı kurs öğretmeni 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 89. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunca çıkarılan karar gereği işe alınmış olduğundan taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine değil statü hukukuna dayandığının kabulünün gerekeceği-
Genel Kurul kararlarına göre yıl içinde iznini kullanmayan yöneticilerin bu haklarını kaybettikleri öngörülmüş olduğundan bu düzenlemeler karşısında davacı sendika yöneticisinin kullandırılmayan yıllar için izin alacağına hak kazandığının kabul edilemeyeceği-
Olayların gelişimine göre davacının hizmet akdinin iş kazasından sonra feshedildiği sonucu ortaya çıkmış bulunduğundan davacının kıdem tazminatı ile kötüniyet tazminatına hak kazanmış bulunduğu-
Davacı işçinin bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocuklarıyla birlikte aynı ilçede oturduğu gibi seçim sırasında da aynı yerde oy kullandığı tespit edildiğinden ikametgahının bulunduğu yere işyerinin nakli kendisi yararına olup; böyle olunca 16/II-e maddesindeki şartlar oluşmadığından feshin haksız olduğu ve bunun sonucu olarak kıdem tazminatı isteyemeyeceği-
İşçinin, aynı işyerinde çalışan diğer bir işçinin eşi ile onların evinde ilişkide bulunmasının işyeri dışında işlenen bir suç olarak kabul edilemeyeceği-
Müfettiş raporunda davacıların miras bırakanı şahsın işyerindeki hizmet karşılığı günlük ücreti ile mahkemenin araştırma sonucu saptadığı günlük net ücret arasında fahiş bir farklılık görülmesine ve miras bırakanın on dört günlük çalışmasına ilişkin ücret bordrosunda imzasının bulunmamasına, bu durum karşısında müfettiş raporunun yeterli ve kanaat verici bulgulara dayanmadığından müfettiş raporunun aksinin kanıtlanmış olduğu-
Miktar veya değeri yirmi milyon lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu-
İşçilerin mesai saatlerinde işi ve işyerini topluca terkedip çalışmamakla direnişte bulunduklarının mahkeme marifetiyle yerinde saptanmasının işveren açısından haklı bir fesih nedeni oluşturacağı-
Her ne kadar davacı ve bir kısım işçiler işverence işe alınmadıklarını gerekçe göstererek mahallinde tesbit yaptırmışlarsa da mesai saatlerinde işi ve işyerini topluca terkedip çalışmamakla direnişte bulundukları tespit edildiğinden, bu durumun işveren açısından haklı bir fesih nedeni oluşturduğu-