Haklı bir neden bulunmadığı halde davacının hizmet aktini feshettiği anlaşıldığından ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddinin gerekeceği-
Türk Hukukunda işyeri hekimi ile işveren uygulayacakları ücreti serbestçe kararlaştırabilecekleri işyeri hekiminin tarifenin altında ücretle çalışmayı kabul etmesinin ancak işyeri hekiminin tıbbi deontoloji kurallarına uymaması nedeniyle, hakkında meslek içi disiplin kurallarının uygulanmasının gerekçesi olabileceği anlaşıldığından, Türk Tabipler Birliği tarafından saptanan işyeri hekimleri asgari ücret sözleşmesinin uygulanmasının zorunlu ve bağlayıcı bir tarife olmadığı-
Davacı işveren, sözü edilen banka kayıtlarıyla davalı işçiye 35.000 Amerikan Doları ödediğini kanıtladığına göre, bu ödemenin ne maksatla alındığı davalıdan sorulmalı ve varsa bu konuda delilleri toplanarak gerekirse ticari defterlerde getirtilerek sonuca gidilmesinin gerekeceği-
%5 fazlalığa tabi alacaklarda, davacının gecikmeden dolayı uğradığı zarar dava tarihine kadar hesaplanıp hüküm altına alınmış olmakla bu alacaklar için dava tarihinden önceki bir tarih olan 1.2.2001 temerrüt tarihine dönülerek faiz yürütülmesi olanağının bulunmadığı- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.12.1973 gün ve 1973/4 E, 1973/6 K. sayılı kararında “yüzde beş fazla ödemeye tabi işçilik alacaklarının uzun süre talep edilmemiş olması durumunda gazetecinin bu durumundan yararlanmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı” vurgulanmış olup dava fesih tarihinden yaklaşık 4,5 ay sonra açılmış, davacı fesihten sonra beklemekle talep ettiği %5 fazla ödeme alacağının artmasına neden olduğundan somut olayın özelliği ve 24.12.1973 gün, 1973/4 E, 1973/6 K. sayılı içtihadı Birleştirme kararı dikkate alınarak daha yüksek oranda bir indirim yapılmasının gerekeceği-
Tebliğ tarihindeki yasanın dikkate alınması gerektiğinden fesih bildiriminin tebliğ edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuatta da işe iade öngörülmediğinden davacının feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesi talebinin reddinin gerekeceği-
Yüzde beş fazla ödemeye tabi işçilik alacaklarının uzun süre talep edilmemiş olması durumunda gazetecinin bu durumdan yararlanmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
İş sözleşmesinin asli unsurları olan "zaman", "bağımlılık", işverenin denetim ve gözetimi altında işin yapılması ve günlük ücret ödenmesi mevcut olup aradaki ilişkinin iş sözleşmesi ilişkisi olduğu, dava dışı şirketlerle garanti sözleşmesi ya da orkestra üyelerinden biri ile imzalanan tek tip istisna sözleşmeleri ile ücretin ödenme biçimi aradaki ilişkinin iş ilişkisi olmadığı anlamına gelmeyeceği-
Davacının niteliği ve yaptığı iş itibariyle belirli süreli hizmet akdinin yapılmasını gerektiren haklı bir nedenin bulunmadığı, ayrıca, işverence ihbar ve kıdem tazminatının ödenmiş bulunmasının önceki dönemin tasfiye olduğunu göstermediği, böyle olunca ikinci dönemin ayrı ve öncekinden bağımsız bir sözleşmeye dayalı olduğu kabul edilerek fark kıdem tazminatı ve izin alacağı isteğinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kıdemin yeniden işe giriş tarihinden başlatılması için kıdem tazminatının önceki işyerlerinden ödenmiş olmasının şart olduğu, somut olayda böyle bir durum sözkonusu olmayıp, taahhütnamede davalı işverenin kıdem tazminatından ne şekilde sorumlu olacağı belirlenmekte ve davacının gazeteci de taahhütnamede yer aldığı üzere son işveren nezdinde geçen süre için kıdem tazminatı isteğinde bulunduğu, böyle olunca salt taahhütname dikkate alınarak kıdem tazminatının reddine karar verilmesinin hatalı olacağı-