Kesin karar verme hususundan, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğu, bunun için de direnmeye konu edilemeyeceğini kabul etmek gerekli olup, yasa koyucunun burada açıkça, “Yargıtay’ca kesin olarak karara bağlanır” demek suretiyle, bozma kararına karşı direnme yolunu kapamış bulunduğu-
Sigortalıların yıkanma yerlerinin (kişisel vücut temizliğinin yapıldığı yerler) iş kazası yönünden işyeri sayılacağı-
Davacı davalı apartmanın kapıcı konutunda oturmuş ve söz konusu kapıcılık hizmetlerini iş verenin gözetim ve denetiminde yerine getirmiş olup davalı iş veren, davacının bu çalışmasının eşine yardım niteliğinde bulunduğunu ileri sürmüş ise de davacının eşinin başka bir iş yerinde çalışmakta olduğu ve dosya içeriğine göre söz konusu işlerin davacı tarafından sürekli bir şekilde yapıldığı anlaşıldığından bu çalışmanın eşe yardım olarak nitelendirilmesi olanağı da bulunmadığından davacı ile davalı arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayandığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Davacı işçi 19.3.2001 tarihinde hizmet akdi feshedilip 27.4.2001 günlü ihtirazi kayıtla imzaladığı ibraname ile bir takım alacaklarını aldıktan 22 ay sonra işverene 23.1.2003 tarihinde çektiği ihtarname ile % 5 fazlalıklar nedeniyle işvereni temerrüde düşürmüş olup davacının bu kadar süre suskun kalarak bu fazlalığın asıl alacağın çok yüksek katlarına ulaşmasına neden olduğu gözetildiğinde; fazla mesai ve genel tatil % 5 alacaklarından mahkemece yapılan hakkaniyet indirimi yeterli olmadığından daha fazla indirim yapılmasının gerekeceği-
1475 Sayılı İş Yasasının 14/4 maddesi gereğince değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilebilmesi için hizmet akdinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermesi gerekli olup, davacının Sümerbank işyerinden istifa ederek ayrıldığı anlaşıldığından Sümerbank’ta geçen çalışma döneminin kıdem tazminatı hesabında nazara alınamayacağı-
Davacı işçinin tanıkları ücret konusunda davacının iddiası doğrultusunda anlatımda bulunmuşlarsa da aynı nedenle iş sözleşmesi sona eren kişiler olmaları sebebiyle salt bu anlatımlara göre sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi davalı tanıkları da bordrolarda geçen ücreti doğruladıklarından bordrolarda yazılı olan ücrete itibar edilerek davaya konu tazminat ve diğer işçilik haklarının hesaplanmasının gerekeceği-
Fazla çalışma ile bayram ve genel tatil ücretlerinin gününde ödenmemesi nedeniyle belirlenen ve hüküm altına alınan günlük yüzde beş fazlası, mahkemece yapılan indirime rağmen yine de fahiş durumda olduğundan daha yüksek bir indirime gidilerek anılan isteklerle ilgili olarak bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı tanıkları ücret konusunda davacının iddiası doğrultusunda anlatımda bulunmuşlarsa da aynı nedenle iş sözleşmesi sona eren kişiler olmaları sebebiyle salt bu anlatımlara göre sonuca gidilmesi doğru olmayacağından, diğer yandan da davalı tanıkları bordrolarda geçen ücreti doğruladıklarından bordrolarda yazılı olan ücrete itibar edilerek davaya konu tazminat ve diğer işçilik haklarının hesaplanmasının gerekeceği-
İstemin, takas ve mahsup talebi ile birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının 1.2.1984-1.3.1984 tarihleri arasında farklı bir işyerinde çalıştığının anlaşılması karşısında ise, mahkemece, bu devreye ilişkin istemin reddine karar verilmeli, aykırılığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceği-