İşçi işverenin müşteri çevresi veya iş ve üretim sırlarına sahip olsa bile bu bilgilerin kullanılması işverene önemli bir zarar verebilecek nitelikte değilse yapılan rekabet yasağı sözleşmesi geçerli sayılamayacağı - Borçlar kanununun 348 (şimdi; TBK. mad. 444) ve devamı maddelerine dayalı olarak iş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu-
İş Kanunu’nun 21/5.md. içeriğinde açıkça görüldüğü üzere, işe başlatma süresi yönünden, işe başlatmaya ilişkin olarak alınan mahkeme kararının tebliğ zorunluluğunun bulunduğu, ilamların tebliğinin ne şekilde yapılacağının Tebligat Yasası’nda düzenlendiği, bunun yanı sıra hükümlerin kalemde tebliğini yasaklayan bir düzenleme olmadığı Yazı İşleri Yönetmeliğinin; İlamların tebliği ve tevdii hakkındaki 52.maddesinde “...Kalem Şefi veya Muavini ilâmları taraflara tebliğ eder. İlâm, vekille temsil edilen davalarda taraflardan birinin vekilinin müracaatı üzerine vekile, aksi takdirde asile, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 392'nci maddesindeki esaslara uygun şekilde makbuz mukabili verilir.Bu makbuzun tarih ve sayısı da esas defterinin mahsus sütununa kaydolunur...” hükmünü içerdiği-
Somut olayda davacının, işi gereği fazla çalışma yapmasının mümkün ve haklı bir gerekçesi olmaması sebebiyle talebinin reddedilmesi gerekeceği-
Hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davaların İş Mahkemelerinde görülmesi 4857 ve 5521 sayılı kanunların 1.maddeleri hükümleri gereği olduğu; İş Mahkemesi varsa veya İş Mahkemesi mevcut olmadığı gibi iş davalarına bakmaya Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili de kılınmamışsa dava dilekçesinin görev yönünden reddi, şayet ayrı bir İş Mahkemesi bulunmayışından dolayı İş davalarına bakmaya Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili kılınmışsa ara kararı verilerek davaya İş Mahkemesi niteliği ile bakılması gerekeceği-
Toplu iş sözleşmesine bağlanmış bir hakkın verilmemesi veya eksik verilmesinin toplu hak uyuşmazlıklarını ortaya çıkarmasıyla, toplu iş sözleşmesine dayalı iş uyuşmazlıklarının çözümünde yargıcın, toplu iş sözleşmesini yorumlayarak karar vermesinin gerektiği ve içerisinde özel bir tespit hükmü niteliğinde olan yorum kararını da barındırması karşısında bu tür uyuşmazlıkların temyiz incelemelerinde, HUMK 427. madde de belirtilen miktar itibariyle kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiği-
Hakim kural olarak Yargıtay bozma kararına uymak ya da bu karara karşı direnme kararı vermek konusunda tarafların istekleri ile bağlı olmayıp serbest takdir yetkisine sahiptir ancak bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden (re’sen) göz önünde bulundurması gereken sebeplerden olmaması halinde, taraflar veya vekilleri bozma kararına uyulmasını istemişlerse artık mahkemece önceki kararda direnilemeyeceği-
İş mahkemelerince verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolunun kapalı olduğu; onama ve bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunması halinde dosyanın yeniden incelenebileceği-
İş kazası sonucunda sürekli iş görmezliğe uğrayan davacının manevi tazminat istemi ile açılan davada zamanaşımının Borçlar Kanunu m. 125 uyarınca 10 yıl olduğu-
Emeklilik suretiyle işyerinden ayrılan ve ibraname imzalayan davacının yaklaşık yedi yıllık bir süre sonra fark ücret talebine dayalı kıdem, ihbar ve fazla mesai talep etmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
İş sözleşmesi 5277 sayılı Bütçe Yasasının 25/f maddesinde getirilen hüküm üzerine davacı tarafından sona erdirilmiş ise kıdem ve ihbar tazminatı isteminin kabulünün hatalı olduğu-