Yerel Mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişi görüşüne başvurularak, düzenlettirilecek rapor ile öncelikle; feshe dayanak alınan olayın meydana gelmesinde davacı işçinin isteği veya savsamasının bulunup bulunmadığını tespit; varsa kusur oranını belirlemek; ardından zarar miktarı da saptanarak bu miktarın –kusur oranı da gözetilerek - işçinin otuz günlük ücreti tutarını aşıp aşmadığını değerlendirmek ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek, olmasının gerekeceği-
Fazla çalışmanın, haftalık 45 saati aşan çalışmalar olduğu, denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işyerinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmaların fazla çalışma sayılmayacağı-
İşyerinde üst düzey konumda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılmasının olanaklı olmayacağı, bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici veya şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden yasal sınırları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücretine talep hakkının doğacağı-
Hukuk Genel Kurulu’nun bozma ilamı ve duruşma gününü bildirir davetiye, davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesine karşın; Yerel Mahkemece duruşma açılıp savunma hakkını kısıtlar biçimde yargılamaya devam olunup taraf teşkili sağlanmadan önceki kararda direnilmesine karar verilerek isteği davalı aleyhine karara bağlanmasının bozmayı gerektireceği-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin kural olarak bu iddiasını; fazla çalışma yaptığı gün ve saatleri ispat etmek zorunda olduğu, fiili bir olgu söz konusu olduğundan, kural olarak işçinin, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebileceği, tanık da dinletebileceği, fazla çalışmanın yazılı belgelere, işveren kayıtlarına veya kesin delile değil, tanık anlatımına dayalı olması durumunda, mahkemece; fazla çalışma yapılan süreler tespit edilirken; işçinin uzun süre her gün fazla çalıştırılmasının hayatın olağan akışına ve insan doğasına uygun düşmeyeceği, yaşam tecrübelerine göre hiç hastalanmadan veya evlenme, ölüm, doğum, özel işleri gibi mazereti çıkmadan yıllarca sürekli çalıştığının kabul edilemeyeceği, işyerindeki üretim faaliyeti ve işçinin üstlendiği işin niteliği dikkate alınmadan sürekli iş gördürüldüğünün varsayılamayacağı, işçinin ara dinlenmesi, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde hiç dinlenme hakkını kullanmadan çalıştığının düşü
Hizmet tesbiti davaları sonuçta, tesbiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği, bu tür davalarda işverenin de taraf bulunması doğal ve hatta zorunlu olduğu, davacının çalıştığını iddia ettiği işyeri sahibinin usulüne uygun yöntemince davaya dahil ettirilmesi için davacıya süre verilmesi, davaya dahil edilen işverenin davaya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak ve bu konuda yeterli ve gerekli araştırma yapılarak, uyuşmazlık hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayarak sağlıklı bir biçimde çözümlenip, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Fazla çalışma yapıldığının ispat yükünün işçide, karşı iddia ve özellikle ücretin ödendiğinin ispat yükünün ise işverende olduğu– İşçinin fazla çalışma yaptığının tanık beyanları, işin ve işçinin nitelikleri, ücret ve fazla mesai bordrolarında fazla mesai ve tatil sütununun bulunması gibi unsurlarla ispatlanabileceği– Tanık beyanlarının çelişkisiz olması, çelişkinin bulunması halinde bu çelişkilerin giderilmesi gerekeceği, işyerinin çalışma düzenini bilmeyen tanıkların anlatımlarına değer verilmeyeceği, tanığın beyanlarına göre fazla çalışıldığı iddia olunan işin fazla çalışmaya elverişli olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği– Bordrolarda fazla mesai sütunun boş olmasının fazla mesai yapılmadığı anlamına gelmediği– İşyerinde en üst konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılmasının olanaklı olmadığı-
Aynı mahkemede görülen ve aralarında bağlantı bulunan iki davanın, yargılamanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden birleştirilebileceği, Yerel Mahkemece açıklandığı şekilde birleştirme kararı verilmesine engel bulunmadığı-
Temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 11.03.2008 tarihinde, 5219 sayılı Kanunun temyiz (kesinlik) sınırını 1.250 YTL. olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna, direnme ve temyize konu miktar (627,43 YTL) olup, kesin olduğuna göre, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
İşçilik alacakları bakımından asıl işveren ile alt işverenin müteselsilen sorumlu olduğu-