Kararın, taraflar hakkında yüklenen hak ve borçların şüphe ve tereddüde sebebiyet vermeyecek açıklıkta oluşturulmasının temel usul kuralı olduğu, hükmün ilke olarak taraflar hakkında etkisini göstereceği - Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişinin, o davada taraf sıfatını kazanamayacağı, ıslah yoluyla dahi taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı-
Davacı işçinin çalıştığı yerin gıda işyeri olduğu, bu nedenle hastalığı bulaştırma riskinin çok yüksek olduğu, bu işyerinde çalışmasının yakalandığı hastalığın niteliği de düşünüldüğünde işçi yönünden yaşamsal risk doğurabileceği anlaşılmakla, iş aktinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiği, dolayısıyla kıdem tazminatını almaya hak kazandığı-
Kesin hüküm tarafları bağlayan bir olumsuz dava şartı olup ve yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekeceği, kesin hüküm bulunan bir konuda, bu yönün doğruluğunun yeniden inceleme ve araştırma konusu yapılmasında hukuken olanak bulunmadığı; başka bir anlatımla, hizmet tespiti davasında davacının aldığı aylık ücret saptanıp kesinleştiğinden, artık buradaki miktarların esas alınmasında zorunluluk bulunduğu-
Açılan bir davada faiz isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise, hükmü temyiz etmeyen davacının sonradan faiz istemiyle dava açmasına engel bir durumun olmadığı; Mahkemece faiz isteğinin karar dışında bırakılmış olmasının, bu isteğin zımnen reddedildiği anlamına da gelmeyeceği-
Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı bulunan belirli süreli iş sözleşmesinin, esaslı bir neden olmaksızın birden fazla üst üste (zincirleme) yapılması durumunda, başlangıçtan itibaren belirsiz süreli olduğu-
İşveren karşısında daha zayıf ve güçsüz durumda bulunan bir çalışanın, işverence sağlanması muhtemel bir mali hakka kavuşmadan önce, o hakkın ön koşulu olarak kendisinden istenilen bir taahhütnameyi gerçek ve özgür bir iradeyle imzalamış olamayacağı ve bu nedenle de, bu tür taahhütnamelere geçerlilik tanınmayacağı-
Kıdem tazminatına hak kazandıran nedenler sınırlı olarak sayılmış olup, istifa kıdem tazminatına hak kazandıran “hizmet akdinin sona erme nedenleri arasında” yer almadığından talebin reddinin gerektiği-
Davalı işveren yıllık izin kullandırdığını veya kullandırmasa dahi yıllık izin ücretini davacı işçisine ödediğini yazılı delille ispat yükü altında olmasına karşın, ispata yarayacak herhangi bir belge ibraz etmemiş; delil bildirmemiş, herhangi bir delil listesi de vermemiş; yine herhangi bir şekilde "sair deliller" şeklinde bir delil bildirimi de olmamış; dolayısıyla yemin deliline dayandığını kabule olanak verecek bir olguyu ortaya koymamış olduğu-
Dava konusu hafta tatili ve fazla çalışma ücretleri davalının savunması ile çelişmeyen ibranamede ödendiği belirtilerek ibra edildiği, anılan alacaklarla ilgili isteğin reddinin gerektiği-
Davacının dinletmiş olduğu tanıklar bu davanın sonucundan etkilenebilecek durumdaki işçiler olup aralarında menfaat birliğinin söz konusu olduğu, ayrıca davacının uzun bir süre ihtirazı kayıt ileri sürmeden aylık ücretlerini aldığı, bu tanıklar bakımından davacının ara dinlenmelerde fiilen çalıştığını ispatlayamadığı-