Yeni iş arama izni, işçinin ihbar öneli içinde çalıştırıldığı günler için geçerli olup işçinin hafta tatili, bayram ve genel tatil izinlerini kullandığı günler için iş arama izni verme zorunluluğu bulunmadığından çalışılmayan günler için iş arama izni verilmesi gerekmediğine göre, iş arama izin ücretine de hak kazanılamayacağı-
Davacının ilk iş sözleşmesi dönemi kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek 01.04.2002 de tasfiye edilmiş ve davacı 03.04.2002 tarihli ibranamede o tarihe kadar olan sözleşme yıllık izin ücretlerini aldığını kabul etmiş olduğundan anılan dönem, yıllık izin süresi hesabında nazara alınamayacağı- Davacı, 02.04.2002 tarihinde başlayan ve yaşlılık aylığına hak kazanma ile son bulan ikinci iş sözleşmesi döneminde artan süreye göre yeni bir yıllık izne hak kazanmadığından yıllık izin isteğinin de reddinin gerekeceği-
Temyiz aşamasında, davacı tarafından ibraz edilen "ibraname ve tesellüm belgesi", davacının imzasını taşımadığından, borcu söndüren bir belge niteliğinde değildir ve diğer yandan anılan belge, davacının el yazısı ile yazılmış bir belge de olmadığından, yazılı delil başlangıcı kabul etme imkânının da bulunmadığı-
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin baş kısmında “hizmet sözleşmesi” ibaresine yer verilmiş olması ve davacının 657 sayılı Kanunu’nun 4. maddesi ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında memur, sözleşmeli personel ya da işçi sayılmayan kamu personeli de olmadığı anlaşıldığından taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesine dayandığı-
Davacı, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini ileri sürmüş olup dosya içeriğine göre işyerinde fesih tarihi itibari ile çalışanlardan kaç işçinin sendikaya üyesi olduğu, kaçının üyelikten çekildiği, üyelikten çekilenlerden çalıştırılan işçi olup olmadığı, kaç işçinin iş sözleşmesinin feshedildiği ve işten çıkarılanların tamamının sendika üyesi olup olmadığı, işyerinde çalışması devam eden sendika üyesi işçiler olup olmadığı gibi hususlar dosya içeriğinden anlaşılamadığından feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmeli ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı tarafından açılan işe iade davasının kabulüne dair kararın kesinleşmesi sonucu işverenin 31.10.2006 tarihinde gerçekleştirdiği iş akdinin feshi işleminin hükümsüz hale gelip, işverence yapılan davetin kabulü ile işe başlamak üzere işyerinde hazır bulunulan 23.08.2007 tarihi itibariyle iş akdinin devam edeceği; davacının, işveren ile toplu iş sözleşmesi imzalamış olan sendikanın üyesi olması nedeniyle bu sendikanın imzaladığı toplu iş sözleşmesinin davacı yönünden bağlayıcı olacağı ve uygulanmasının da zorunlu bulunacağı-
Taraflardan birinin talep etmesi durumunda veya taraflar anlaşamadıkları takdirde resmi listeden bir arabulucuya en az birinin huzurunda ad çekmek suretiyle tespit edilmesi gerekeceği, hatta belli koşulların gerçekleşmesi halinde başvuru üzerine veya re’sen yetkili mahkemeye başvurarak mahkemenin de resmi listeden arabulucu tayinine talep etmekle görevli olacağı, sonuç itibarıyla yasal bir yetkisi olmadığı halde resmi arabuluculuk işlemlerinin başlatılmadığına ilişkin Erzurum Bölge Çalışma Müdürlüğü’nün 5.10.2007 tarih ve 9921 sayılı yazısının iptali gerekeceği-
Yerel Mahkemece; dinlenen tanık beyanları arasında hizmet akdinin bağımlılık unsuruna ilişkin beyanlar yönünden var olan çelişkinin giderilmesi ile varılacak sonuca göre davacının hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespiti halinde, ayrıca, çalışma süresi, part-time çalışma olup olmadığı, tespitine karar verilecek dönemler yönünden işverenlerin kimler olduğu ve çalışma, prim gün sayısı ile prime esas kazanç miktarı hükümde ayrıntılı olarak gösterilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar Yargıtay kararı ihbar tazminatı yönünden bozmuşsa da, davacının ihbar tazminatı talebinin bulunmadığı, sadece yolluk harcırahı, jübile ikramiye ve izin ücreti talebi olduğu, HUMK.m. 74’te açıklanan taleple bağlılık kuralı gereğince mahkemece sadece bunlar hakkında hüküm kurulması gerekeceği-
Yerel Mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişi görüşüne başvurularak, düzenlettirilecek rapor ile öncelikle; feshe dayanak alınan olayın meydana gelmesinde davacı işçinin isteği veya savsamasının bulunup bulunmadığını tespit; varsa kusur oranını belirlemek; ardından zarar miktarı da saptanarak bu miktarın –kusur oranı da gözetilerek - işçinin otuz günlük ücreti tutarını aşıp aşmadığını değerlendirmek ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek, olmasının gerekeceği-