İşçilik alacakları bakımından asıl işveren ile alt işverenin müteselsilen sorumlu olduğu-
İş akdinde taraflar arasındaki ücret miktarı konusunda çıkabilecek uyuşmazlıklarda gerçek ücret miktarının saptanması gerekeceği, gerçek ücretin her türlü delille ispatının mümkün olduğu, ücretin şüpheye yer bırakmayacak delillerle kanıtlanmasının mümkün bulunmadığı durumlarda yapılan iş, hizmet süresi vs. özellikler göz önünde bulundurularak ilgili meslek örgütlerin görüşünün alınacağı, bu görüşlerin mahkemece bağlayıcı olmadığı, delillerle beraber destekleyici nitelikte olduğu-
Davacının davalı idareye bağlı büyükelçilikte 657 Sayılı Kanunun 4/B maddesine göre düzenlenen idari nitelikte sözleşme ile çalıştığı anlaşılmakta, davacı sosyal güvenlik hakları yönünden 506 Sayılı Yasaya tabii çalışmakta ise de yapılan işin niteliği gereği İş Kanununa tabii çalıştırılan işçilerle benzer işi yapıyor olmasının sonucu etkilemeyeceği; bu nedenlerle dava, konusu itibariyle idari yargının görev alanına gireceği, mahkemelerin görevini belirlemek kamu düzenine ilişkin bir hal olup yargılamanın her aşamasında resen göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Üç adet ticari minibüsü şoförleri vasıtası ile işletme işinin esnaflık olarak nitelendirilemeyeceği-
Davacı fazla çalışma ücreti alacağının her iki davalıdan müteselsilen tahsili, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının ise diğer davalı Özerosmanoğulları Limited Şirketi’nden tahsili talep edilmiş, iş bu davaların birleştirilmesine karar verilmiş ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen fazla çalışma ücret alacağının tamamının her iki davalıdan müteselsilen tahsiline karar verildiği, davalı Hyundai Assan Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş.’ne karşı sadece fazla çalışma ücret alacağı talep edilmiş olması ve belirlenen alacağın tamamına karar verildiğinin anlaşılmış bulunması karşısında bu davalı yönünden talebin reddedilen kısmı bulunmamakta ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmediği-
Davalının işyerinde akdin feshi tarihinde 30 dan fazla işçinin çalıştığı, davacının 4857 sayılı Yasanın 18 ve 21 maddelerindeki iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecek durumda olduğu, davacının anılan hükümler gereğince işe iade yoluna gitmeyip TİS.nin 13 ve 14.maddelerinde düzenlenen tazminat istemesinin mümkün olmayacağı-
Davacının iş akdini kendisinin feshetmesi karşısında kıdem tazminatına hak kazanamayacağı-
Somut olayda işçinin çalışma şekline göre 45 saati aşan haftalardaki fazla çalışması belirlenerek hüküm altına alınacağı, 45 saati aşmayan haftalarla ilgili fazla mesai alacak isteği reddedileceği - Radyolink istasyonlarında yapılan çalışmanın niteliği, yapılan işin ve iş yerinin özelliğine göre bu tür çalışanların uyku ve diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan zaman dilimi gözetildiğinde, çalışmanın günde en fazla 14 saat sürdürülebileceği – Fazla çalışmanın 11 saati aşan süreler yönünden kabul edileceği-
Davacı asile ibraz ettiği ibraname hakkında diyeceklerinin sorulması, imzayı kabul ettiği takdirde yıllık izin ücreti isteğinin reddine karar verilmesi, imzayı inkar ettiği takdirde usulünce imza araştırması yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İş akdinin işverence haksız feshi nedeniyle işçinin alacak miktarı belirlenirken, taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta veya daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmesi nedeniyle işçinin gerçek ücretinin saptanması gerektiği; gerçek ücretin belirlenmesinin her türlü delille ispatının mümkün olduğu-