Kooperatif eski yöneticilerinin kooperatifi zarara uğrattığı iddiasına dayalı olarak tazminat istemine ilişkindir mahkemece davanın kabulüne dair kararın bazı kişiler dışındaki davalılarca temyiz edilmemiş olmasının, davacı yararına usuli kazanılmış hak olacağı ve bozma sonrası verilen ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden ret kararı verilmesinin mümkün görülmediği- Mahkemece, davalıların genel kurullarda ibra edilmeleri nedeniyle yönetici olduğu dönemlerdeki iş ve işlemlerinden sorumlu olmayacakları sonucuna varılmış olması, soyut olarak, yönetim kurulu raporlarının genel kurullarda okunması olgusuna dayandırılmışsa da, 2006 dışındaki diğer yıllara ait genel kurul tutanakları ve okunup, kabul edilen faaliyet raporları getirtilip, incelenmemiş olup, genel bir ibra, dava konusu eylemler yönünden de davalıların ibra edildiğini kabule yeterli olmadığından ve davalıların sorumluluktan bu şekilde kurtulabilmesi için kooperatif genel kurul evrakında bu hususun açıkça yazılı olması ve üyelerin bilgilendirilmesine bağlı olduğundan, mahkemece, davalıların yönetimde bulundukları kooperatif genel kurul tutanakları, eki faaliyet raporları ve bilançolar getirtilerek, usüle uygun bir ibra olup, olmadığı, gerektiğinde uzman bilirkişilerden oluşacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp, yargılama yapılması gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacı vekili, davalı borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kendisini borçlu, diğer davalı şirketlerden birini kefil, birini ise alacaklı göstererek beş senet verdiğini, davalı alacaklı şirket tarafından anılan senetlere dayalı olarak icra takip yapıldığını bu işlemlerin muvazaalı olduğunu belirterek davalılar arasındaki muvazaalı borç senetlerinin ve icra takibine ilişkin tasarrufun iptaline, söz konusu icra takip dosyasından işlem yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiş olup, tedbirin kabulünden sonra itiraz üzerine yapılan incelemede, mahkemece, "tedbir talebinin kabulünün, yargılamanın henüz tamamlanmadan davanın esasını çözecek nitelikte olduğu, tüm icra işlemlerinin durdurulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, bununla birlikte kıyas yoluyla uygulanacak olursa icra takibi başladıktan sonra açılan menfi tespit davalarında dahi satış dahil hiçbir işlemin durdurulamayacağı sadece vezneye giren bedelin ödenmesinin durdurulmasına karar verilebileceği, ancak tüm icra takip bedelinin ödenmesi veya karşılık gelen teminatın yatırılması halinde satış işleminin durdurulabileceği, bu hali ile icra işlemlerinin tamamının durdurulmasına yönelik verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiği" gerekçesiyle, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu- Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, mahkemece verilen ara kararın, İİK. mad. 281/2 madde kapsamında ihtiyati haciz mahiyetinde olduğu; davalının itirazı üzerine ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin kararların isabetli olduğu-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği, bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati haciz davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşullarının tartışılması ve ihtiyati haciz talebiyle ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği- İhtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz talebinin incelenmesi gerekirken, yerel mahkemece, davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşullarının tartışılması ve ihtiyati haciz talebiyle ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz birbirinden tamamen farklı olduğu, ihtiyati tedbir isteminin aynı zamanda ihtiyati haciz istemini de kapsadığından söz edilemeyeceği- İhtiyati haciz isteği bulunmamasına rağmen, ihtiyati haciz kararı verilmesi olanağının bulunmadığı- Davacının " böbreğinin gereksiz yere alındığı"na ilişkin iddialarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden, tarafların kusur ve sorumluluk oranları ile varsa zarar miktarlarının henüz belirlenmediği anlaşıldığından, İİK.'nın 257. maddesindeki şartların henüz gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği-
Tedbir kararının, ihale yapılıp kesinleştikten sonra ihale bedelinin alacaklısına ödenmesini engellemeyeceği-
Tasarruf konusu taşınmaz hakkında mahkemece verilen "ihtiyati tedbir" kararının, İİK. mad. 281/2 gereğince "ihtiyati haciz" mahiyetinde olduğu-
İİK. mad. 281/2 gereğince tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararının, davanın kabulü halinde davacının dava konusu şey üzerinden alacağını tahsil etmesine imkan sağlayan ve dava konusu şeyin devrini engelleyen veya dava konusu şeyin devri halinde devralan 4. kişinin iyi niyet iddiasını bertaraf eden tedbir niteliğinde bir karar olduğu- İİK. mad. 264/3 uyarınca ise, ihtiyatî haciz kararının, davanın mahkemede görüldüğü sırada konulması halinde, esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunmaya mecbur olduğu- Tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararının davanın kabulü üzerine yeni bir takibe konu yapılmayıp dava konusu alacağa ilişkin takip dosyası üzerinden bir ay içinde infaz edilebilecek bir karar olduğu; tasarrufun iptali davası sırasında, dava konusu aracın ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi üzerine, davacı vekili bu tensip kararını aynı gün İcra Müdürlüğüne ibraz ederek dava konusu araç kaydına ihtiyati haczi ile yakalanma şerhinin işlenmesini talep etmiş ve araç yakalanarak otoparka çekilmiş olduğundan mahkemece dava konusu araç üzerine konulan yakalama şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği- Davalı 3. kişi tarafından takip konusu alacağın mahkeme veya icra dosyasına depo edilmesi halinde verilen ihtiyati haciz kararının depo edilecek para üzerine konulması ve dava sonuna kadar davacı alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi, yani "tedbir kararının değiştirilmesinde" yasal bir engel bulunmadığı-
İlk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu-