Mahkemece, HMK'nın 389. maddesi gereği, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davanın genel kurul kararın iptali istemi olduğu gerekçesiyle hukuki uyuşmazlığın niteliğine göre yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davanın konusu tazminat olduğundan tedbir isteminin reddi gerektiği-
Taraflar davet edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme ile üstelik "toplanan delillere göre" şeklindeki bir gerekçe ile yetinilerek itirazın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Aynı üzerinde uyuşmazlık bulunmayan bağımsız bölümler üzerine sırf, davacının varlığını iddia ettiği alacağın teminat altına alınmasına yönelik olarak tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Tedbir konulan ve davalı adına kayıtlı bağımsız bölümlerin dışında kalan ve dava konusu edilmeyip, tapuda üçüncü kişiler adına kayıtlı bağımsız bölümlerin devrini önleyici ve davada taraf olmayan şahısların haklarını etkiler nitelikte konulmuş bulunan ihtiyati tedbirin HMK. mad. 389/1 'e ilke olarak aykırı olduğu- Davalı vekilinin tedbirin değiştirilmesine yönelik itirazının HMK. mad. 395/1 'e göre değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Davacı, dava konusu taşınmazda kat irtifakı kurulmuşsa davacı arsa sahibine isabet eden bağımsız bölümlerin arsa paylarının, kurulmamış ise tamamının tapu kaydına, davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına ve yine davalı adına kayıtlı taşınmazın bağımsız bölümlerinin tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istediğinden dava konusu olmayan malvarlıklarına yönelik ihtiyati tedbir talebinin HMK. mad. 389/1 'e aykırı olduğu-
İhtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği-
Duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi tedbir kararına itiraz sebepleri incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-  Üzerinde uyuşmazlık bulunmayan bağımsız bölümler üzerine, sırf davacının varlığını iddia ettiği alacağın teminat altına alınmasına yönelik olarak tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Kısa kararda ihraç kararının iptali talebi ile ilgili bir karar verilmemiş olmasına karşın, gerekçeli kararda ihraç kararının iptaline karar verilmiş olup yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli kararla çelişki ve farklılığın kaldırılması gerektiği-
Tefhim edilen kısa kararda icra inkar tazminatına hükmedilmediği halde gerekçeli kararda hükmedilmesi ile, kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğundan kısa kararla bağlı kalınmadan yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmesi gerektiği-