Temyize ilişkin diğer bölümlerin ise özellikle boşanma hükmünün temyiz edilmeyip kesinleşmesi ile birlikte ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış olduğu- İlk hükümde kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktar yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğundan, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde davalı-karşı davacı erkek aleyhine, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki koruma olduğu-
Asıl borçlunun genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcu için ipotek tesis edildiğinden (diğer bir deyimle rehinle temin edildiğinden), alacaklı banka tarafından asıl borçlu için ihtiyati haciz talep edilemeyeceği-
İhtiyati tedbir kararının kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesi hükmünde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaatin değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı-
Davacının yapıldığı söylenen inşaat faaliyetlerinden dolayı davadan önce yaptırdığı bir tespit bulunmadığı gibi, düzenlenen geçici veya kesin hak ediş de bulunmamakta olup, davacının davalı belediyeden dava tarihi itibariyle alacağının olup olmadığının yargılamaya muhtaç olduğu ve delillerin, ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat ölçüsünü sağlayacak nitelikte olmadığı, talebe konu alacağın varlığı ve vadesinin gelip gelmediğinin yaklaşık ispat ölçüsünde dahi henüz belli olmadığı- Davacı avukatının, ihtiyati tedbir talebinin dosya kapsamına göre ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek davacının ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat koşulunu yerine getiremediği anlaşıldığından, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar vermek gerekeceği-
Boşanma, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi, soy bağının reddi gibi taleplere ilişkin davaların devamı sırasında verilen, geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararların aile hukukuna özgü önlemlerden olup; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389. maddesi kapsamındaki bir tedbir niteliğinde olmadığından, ancak esas hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabileceği-
Para alacağının korunması için ihtiyati tedbir yoluna değil, ihtiyati haciz yoluna başvurulabileceği- Davacı vekili her ne kadar isteminde "ihtiyati tedbir" istemişse de, davacının amacı (iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı) para alacağını teminat altına almak olduğundan HMK. mad. 33 gereğince, talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gerektiği- Haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açık olup, sadece maluliyet oranı ve kusur durumu çekişmeli olduğundan ve haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceğinden, ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, mahkemece davacının ihtiyati haciz isteminin hangi alacaklara ve taşınmaz veya taşınmazlara ilişkin olduğu somut olarak açıklatıldıktan sonra, davacının tazminat talebi ile orantılı ve davalı şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde "tedbirde ölçülülük" ilkesine uygun bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerektiği- Yargılamanın her aşamasında toplanan delillerin niteliğine göre yeniden ihtiyati tedbir yada ihtiyati haciz talep edilmesi ve bunun yeniden değerlendirilmesi mümkün olduğu- HMK. mad. 341/1 gereğince, ihtiyati haciz talebinin reddi yada ihtiyati haciz talebinin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-
Takip konusu senedin sahte imza ile düzenlendiğine ilişkin Başsavcılığının soruşturma dosyası imza sirküleri gözönünde bulundurularak yaklaşık ispat koşulu sağlandığından ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği- Davacının İİK'nun 72/3.maddesi gereğince icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir talebinde bulunduğu, dolasıyla HMK'nun 26.maddesi gereğince taleple bağlılık kuralı gözönünde bulundurularak ihtiyati tedbir talebinin bu kapsamda değerlendirilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin doğru görülmediği-
Davalının vekilliğini yapan davacı avukatın, davalı tarafından "avukatın tutuklandığı gerekçesi" ile azledildiği, bu aşamada davacı avukatın halen tutuklu olması nedeniyle azilin haklı olup olmadığı hususun yargılamayı gerektirdiği, azilin haklı olması halinde dahi azil tarihine kadar sonuçlanan işlerin ücretinin davacı avukat tarafından talep edilebilir ise de, dosya kapsamından azil tarihinde sonuçlanan işlerin var olup olmadığı veya hangileri olduğunun/miktarlarının tespit edilemediği, alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispat koşulun oluşmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu, yine ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, uyuşmazlık konusu olmayan şeyler üzerine tedbir kararı verilmeyeceği, bu nedenle uyuşmazlık konusu olmayan şeyler üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine ilişkin kararın da usul ve yasaya uygun olduğu-
6100 sayılı HMK.’nın 389/1 maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği-Açılan davanın tasarrufun iptali davası oluşu, davanın ayni değil şahsi nitelikte bir dava oluşu, davalı adına tapuya kayıtlı taşınmazın aynının dava konusu olmayışı, 6100 sayılı HMK 389/1. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olmayışı karşısında, İlk Derece Mahkemesince, davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine daha evvel konulmuş olan ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-