TTK'nın 5/A maddesi uyarınca; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları yönünden  dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu- Menfi tespit davalarında; bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi, bu davanın sonucunda verilecek hüküm de  bir alacağın tahsili sonucunu  doğuran eda hükmü niteliğinde olmadığından; ticari dava mahiyetindeki menfi tespit davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğunun bulunmadığı- İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında tedbir yoluyla icra takibi durdurulamayacağından, mahkemece davacı vekilinin icra takibinin ihtiyati haciz kararını kapsayacak şekilde durdurulmasına ve icra takibinin infazına yönelik icra müdürlüğüne yapılacak taleplere ilişkin, hacizlerin kaldırılmasına, aksi durumda muhafaza altına alınan hacizli araçların yediemin sıfatıyla tedbir talep edene teslimine yönelik ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararın hatalı olmadığı-
İlk ara kararın halen ayakta olduğu anlaşılmakla borçlu şirket yönünden satış mümkün olmadığından bu durumda zorunlu takip arkadaşı olan ipotek verenler yönünden de ipotek verenlerin maliki olduğu taşınmazların satışının mümkün olmadığı- Asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği (İİK. mad. 149)- Asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz malikleri yönünden sonuç doğurmayacağının kabul edilemeyeceği- İpotekli taşınmazın malikleri hakkında verilmiş iflas erteleme veya ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takip, asıl borçlu şirketin borçlarından dolayı ve söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatıldığından, iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir ve daha sonra verilen iflasın ertelenmesi kararları kapsamında İİK. mad. 179/b gereğince, ipotek konusu taşınmazların satışı gerçekleştirilemeyeceği-
Davacının, alacağını dayandırdığı belgelere, tasarrufların yapıldığı ve davanın ikame edildiği tarihe ve diğer verilere göre mahkemece verilen 'ihtiyati tedbir talebinin reddine' dair kararın, yasal ve yargısal koşullara uygun olmadığı- Şöyle ki, davalı adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı olarak davalılar arasında satış gösterilmek suretiyle devredildiğinin ileri sürülmesi, davalıların akraba olması, aralarındaki devir işlemlerinin de alacağa esas icra dosyasında borçluya çıkartılan ödeme emrinin tebliğinden hemen sonra yapılmış olması dikkate alındığında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğinin görüldüğü- Davacı alacaklı ihtiyati tedbir talep etse de sırf HMK 389'uncu maddesi gerekçe gösterilerek talep reddedilmemeli, davacının amacı alacağını garantiye almak olduğundan somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilebileceği- Buradaki tedbirin ihtiyati haciz niteliğinde olduğu-
Ön sözleşme, sonraki tarihli protokoller ve yapılan ödemeler bir arada değerlendirildiğinde yapılması planlanan proje ilk sözleşmede öngörülen süre içerisinde başlanıp tamamlanamadığı gibi alınan idari kararların projenin başlaması-bitirilmesi ve kapsamını etkileyecek nitelikte olduğu konusunda sunulan belgelere göre, sözleşme koşullarının değiştiği iddiasındaki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmiş olduğu, sözleşmede kararlaştıran ve hisse devri için öngörülen hasılat paylaşımı ibarelerinin, sözleşme niteliğine göre yargılama aşamasında iddia ve savunmalarla değerlendirileceği kanaatiyle, karar tarihi itibariyle verilen ihtiyadi tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
İcra takip dosyasından sonra menfi tespit davası açılmış ise de, henüz karara bağlanmamış olsa da ceza soruşturması bulunduğu,ayrıca en önemlisi davacının senedin tanzim tarihinde 97 yaşında olup ve Alzheimer tedavisi gördüğü buna ilişkin tedavi evraklarının dosyayı sunulduğu,böylece sahtecilik iddiasının soyut bir iddia olmadığı anlaşıldığı, hal böyle olunca, HMK mad. 209 ve HMK mad. 389 uyarınca takibin tedbiren durdurulmasına karar verilebileceği-
Hastaya mide kanseri teşhisi konulduğu, iyileşme sürecine girmemesi üzerine pembrolizumab etken maddeli ilacı kullanmasına yönelik rapor düzenlendiği, Kurumun yazısı ile ilaç bedellerini iade edilmediği, hasta tarafından ilaç bedellerinin Kurum tarafından karşılanmasına yönelik tedbir kararı verilmesi ve ilaç bedelinin yasal faiziyle tahsilini talep edildiği, Hmk’nun ilgili maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği-
Davacı taraf, davalının konkordato ilan edeceği veya iflas isteyeceği konusunda söylentilerin olduğunu, davada alacağın güvence altına alınmaması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde imkansız hale gelebileceğini, halen delillerin toplanması ve bilirkişi raporu alınması aşamasına gelinmediğini, acil olarak geçici koruma tedbirine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, tapu kayıtları üzerine müflis Limited Şirketi lehine süresiz olarak geçici kanuni ipotek hakkının tesciline karar verilmesini talep etmiş olup davacı tarafın geçici tescil talebinin niteliği itibariyle geçici hukuki korumalardan ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu ve davada henüz delillerin yeterince toplanmadığı, yaklaşık ispatın temin edilemediği anlaşıldığından ve mahkemece her zaman toplanan delillerin değerlendirilip HMK'nın 389 ve devamı maddelerindeki şartlar göz önüne alınarak geçici şerh talebi hususunda bir karar verilebileceğinden talebin bu aşamada reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
"Malvarlığının terki suretiyle konkordato talebine ilişkin davada görevlendirilen konkordato komiserinin görevden alınmasına" dair talebin reddine ilişkin icra mahkemesinin ara kararı, ihtiyati tedbir kararı niteliğinde olmadığından, bu ara karar aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacağı-
İflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine ilişkin ve erteleme süresinde doğan işçi alacaklarının 209. madde kapsamında kabul edilmesi gerektiği- Takibe konu işçilik alacağının tahakkuk tarihi alacak davasındaki karar tarihi olduğundan ve iflasın ertelenmesi davası devam ederken verilen tedbir kararının tarihine göre, alacağın tahakkuk tarihinin tedbir karar tarihinden önceki bir yıllık süreden önce olduğu anlaşıldığından, alacaklının istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığı-
Tehiri icra teminatı olarak yatırılan borcun ne şekilde işleme tabi tutulacağının İİK.'nn 36. maddesinde düzenlenmiş olduğu- Karşı alacaklar için açılan davada, ilamlı icraya konu alacağın deposu için verilen teminat mektubu üzerine ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir konulması ilamın icrasına ilişkin kanuni düzenlemeye aykırı olacağı-