Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati tedbirin teminatsız olarak verilmesi talebinin, davanın evlilik birliği içinde alınan taşınmazlara yapılan katkı talebine ilişkin olup, davacının kesin delile dayanmadığı ve davacının yabancı uyruklu olması nedeniyle teminat gösterme zorunluluğu bulunduğundan reddine, davalı tarafın tedbir kararının tamamen kaldırılması talebinin ise taşınmazların elden çıkarılması halinde davacı tarafın hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya imkansız hale geleceği ihtimali bulunduğundan reddine karar verilmişse de, dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerine uygulanacak olan tedbir sebebiyle davalının mağdur olmayacağı ve taşınmazlardan yine yararlanacağı; Alman Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki sözleşmede düzenlenen karşılıklılık esası ve tedbire konu taşınmazların dava konusu olması karşısında tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde, davacının teminatsız olarak tedbir talebinin kabulü ile HMK'nun 389. ve devamı maddeleri ile 391/3. maddesi gereğince taşınmazların tapu kaydına başkasına devrinin önlenmesi yönünden davalı oldukları bildirilerek geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararının uygulanması gerekeceği-
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediği-
İİK.nın 281/2 maddesi uyarınca iptale tabi tasarruflar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceğinden, dava dilekçesinde her ne kadar ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan talebin, ihtiyati haciz talebi olarak nitelendirilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davasında, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati tedbirin kaldırılması yönünde verilen kararın isabetsiz olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında verilen ihtiyati tedbirin İİK'nin 281.maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz mahiyetinde olduğu-
Mahkemece, HMK'nın 389. maddesi gereği, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davanın genel kurul kararın iptali istemi olduğu gerekçesiyle hukuki uyuşmazlığın niteliğine göre yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davanın konusu tazminat olduğundan tedbir isteminin reddi gerektiği-
Taraflar davet edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme ile üstelik "toplanan delillere göre" şeklindeki bir gerekçe ile yetinilerek itirazın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Aynı üzerinde uyuşmazlık bulunmayan bağımsız bölümler üzerine sırf, davacının varlığını iddia ettiği alacağın teminat altına alınmasına yönelik olarak tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Tedbir konulan ve davalı adına kayıtlı bağımsız bölümlerin dışında kalan ve dava konusu edilmeyip, tapuda üçüncü kişiler adına kayıtlı bağımsız bölümlerin devrini önleyici ve davada taraf olmayan şahısların haklarını etkiler nitelikte konulmuş bulunan ihtiyati tedbirin HMK. mad. 389/1 'e ilke olarak aykırı olduğu- Davalı vekilinin tedbirin değiştirilmesine yönelik itirazının HMK. mad. 395/1 'e göre değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Davacı, dava konusu taşınmazda kat irtifakı kurulmuşsa davacı arsa sahibine isabet eden bağımsız bölümlerin arsa paylarının, kurulmamış ise tamamının tapu kaydına, davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına ve yine davalı adına kayıtlı taşınmazın bağımsız bölümlerinin tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istediğinden dava konusu olmayan malvarlıklarına yönelik ihtiyati tedbir talebinin HMK. mad. 389/1 'e aykırı olduğu-