Hukuk hakiminin ceza mahkemesinin tesbit ettiği maddi olgu ile bağlı, kusur oranı ile bağlı olmayacağı, iki kusur raporu arasında çelişki ve davalının da kusuru varsa yeni rapor alınarak hüküm kurulması gerekeceği-
1479 sayılı yasada isteğe bağlı sigortalının borçlanması düzenlenmiş olup, borçlanma primlerinin, bu konudaki kurum yazısının sigortalıya tebliğinden itibaren 2 yıl içerisinde ödenmesinin gerekeceği, ayrıca borçlanmanın kabulüne dair yazının kişiye uygun şekilde tebligatının yapılmasının gerekeceği-
Davacı kurumun davalının yurt dışında geçen çalışmalarını borçlandığını ve isteği üzerine kendisine aylık bağlandığını, aylık ödemeleri devam ederken davalının Federal Almanya Cumhuriyeti’nden işsizlik sigortası kolundan yardım aldığının tespit edilmesi üzerine aylığının ve borçlanmasının iptal edildiğini öne sürmüş fuzulen yapılan ödemelerin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istediği, yurda kesin dönüş yapmaktan söz edebilmek için sigortalının ikametgahının, yurt dışından yurt içine nakletme amacını taşımasının gerekeceği, yurt dışında işini kaybetmenin her zaman kesin dönüşe delalet etmeyeceği, Federal Almanya'da işsizlik sigortasından yardım almanın kişinin Almanya'da oturduğuna ve yurda kesin dönüş yapmadığına kuvvetli bir delil ve karine oluşturacağı, ancak bu karinenin aksinin belirecek somut olayın özellikleri de gözönünde tutularak aynı güçte delillerle kanıtlanabileceği-
Zorunlu SSK. sigortalısı olan kişinin Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına olanak bulunmadığı-
Borçlanabilmek ve yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için yurtdışındaki işçimizin yurda kesin dönüş yaptığının belgelenmesinin gerekeceği, işçinin yurtdışında hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği aldığı anlaşılırsa yurda kesin dönüş yapmadığı hususunun sabit olacağı-
Meslek hastalığı nedeniyle belirlenen maluliyetin yeniden saptanarak bu saptamaya göre tazminat istemine ilişkin davanın işverenin yanı sıra Sosyal Sigortalar Kurumu`na da yöneltilmesinin yasal zorunluluk olacağı-
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için, bir veya birkaç işveren tarafından iş akdine göre çalıştırılmasının gerekeceği, iş akdinin unsurlarının ise, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre zaman ve bağımlılık unsurlarına göre belirleneceği, bir veya birden fazla işverene belli zaman dilimlerinde hizmet veren veya hizmete hazır biçimde onun emrinde bulunan ve görülen iş karşılığı ücret alınması durumunda iş akdi koşullarının gerçekleştiğinin kabul edileceği, bu nedenle hizmetin tespitinde, görülen işin niteliğinin, işyerinin durumunun, hangi saatlerde işin görüldüğünün, işin kesintili veya kesintisiz olduğunun, ücretinin kimden ne şekilde alındığının belirlenmesinin gerekeceği-
Dava konusu olayda; davacı sigortalının 3201 sayılı yasa uyarınca borçlanmasını yaptığı sırada, Alman Cumhuriyeti'nden işsizlik yardımı aldığı, dosyadaki belgelerden açıkça ortaya çıktığına ve bu durumda bulunan kişinin yurda kesin dönüş yapmış sayılamayacağına ve aksine başkaca bu karineyi çürütücü kanıtlar getirilememesine göre; sözü edilen yasanın 3. maddesi uyarınca borçlanma koşulları gerçekleşmediğinden Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bu borçlanmaya yönelik işlemi iptal etmesinin usul ve yasaya uygun olacağı-
Davacının işyerindeki çalışmalarının işe giriş bildirgesine, aylık ve üç aylık bordrolora dayanılarak kuruma kısmi olarak bildirildiği ve bildirime uygun olarak da primlerinin ödendiği, öte yandan işe giriş bildirgesinin ve bordroların davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesi olduğu, karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiğinin söz götürmeyeceği, başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemeyeceği-
Bağ-kur sigortalısının ölümüne neden olanlara karşı açılan davada davalıların, kusurları oranında değil müteselsil sorumluluğuna karar verilmesi gerekeceği-