Suç sayılır eylemi gerçekleştiren Bağ-Kur sigortalısının, 3. kişi sayılmayacağı-
Sigortalının aynı koşullarda çalışılan ve meslek hastalığına yol açan başka iş yerinde çalışmış olması nedeniyle, müterafik illiyetin söz konusu olduğu, ancak müterafik illiyette dayanışmalı sorumluluktan söz edilemeyeceği, bu durumda yerel mahkemenin sigortalının meslek hastalığının oluşmasında davalı son işveren ile diğer önceki işverenlerin paylarının ne olabileceğini araştırıp sonucuna göre bir karar vermesinin gerekeceği-
İ.i hizmet süresinin, ayrıca prim ödeme gün sayısına ilavesinin mümkün olmayacağı-
Tesbiti istenen bir kısım çalışmaların sona erdiği tarihten sonra, sigortalının işyerinden ayrılmaksızın aynı işyerinde SSK. na veya Emekli Sandığına tabi olarak çalışmasını sürdürmesi yahut ayrılıp hak düşürücü süre içerisinde aynı işyerine tekrardan girmesinin hak düşürücü sürenin işlemesini engellemeyeceği, ancak, hak düşürücü süre içinde tesbiti istenen çalışmaların Kurumca öğrenilip tesbit edilmesi ve işveren tarafından da belgeler verilip primlerin yatırılması halinde, artık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği, hak düşürücü süre içerisinde dava konusu çalışmaların Kurumca öğrenilip tesbit edilmesi ve işveren tarafından da Kuruma gerekli belgelerin verilip, primlerin de yatırılmış olması halinde, artık söz konusu çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinin kabul edilemeyeceği-
Özel Banka ve Sigorta Şirketi Sandığı’nın, tasfiyesine ilişkin davada alınacak kesinleşmiş kararın, tüm sandık ilgilileri ile emekli aylıklarının tahsiline ilişkin davada taraf olanların tasfiye sonundaki pay oranlarına ve giderek hukuki durumlarına doğrudan etkili olacağı, bu sebeple tasfiyeye ait davanın, ödenmeyen emeklilik aylıklarını tahsiline ilişkin davada bekletici mesele sayılması ve tahsil istemlerinin, tasfiyeye ilişkin davanın sonucuna göre değerlendirilerek çözümlenmesinin gerekeceği-
506 sayılı Kanunun 140. maddesine göre; cezayı gerektiren haller oluştuğunda Kurumca verilecek idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde Kurum’un ilgili ünitesine itiraz edilebileceği, itirazı reddedilenler, red kararının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açabilecekleri, kanun hükmü bu olmakla beraber, dava idari para cezasının iptali değil, prim borcu ve gecikme zammı alacağına dair ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olduğundan görevli mahkemenin İş Mahkemesi olacağı-
506 sayılı Kanunun 79/8. maddesi hükmünce, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenilen hizmetin sona erdiği tarihi izleyen yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılmasının gerekeceği, ayrıca, aynı işyerinde bu tarihten sonra çalışmanın sürdürülmesi veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışılması, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı gibi hak düşürücü sürenin kesilmesinin ve durmasının da mümkün olmayacağı-
Tavan hesabına başlangıç olarak, sigortalının iş görmezlik derecesini tesbit eden rapor tarihinin esas alınması gerekirken olay tarihinin kabul edilmesinin isabetsiz olacağı-
Ağır ve tehlikeli işler kapsamında olan kaporta tamirciliğinde çalışan işçiye, işe girerken sağlam raporu almayan işverenin; SSK.nun çalışırken hastalanan bu işçiye yaptığı tedavi giderleri sebebiyle Kuruma karşı sorumlu olacağı-
Bağ-Kur Kanunu hükümleri gereğince, Bağ-Kur sigortalılığının doğumu için temel koşulun kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın varlığı olduğu, sadece vergi kaydının bulunmasının sigortalılık halini doğurmayacağı, kişinin bir meslek odasına tescilli durumda bulunmasının çalışmanın varlığına karine olacağı, ayrıca, prim tahakkuk ettirilmiş olup tahsil edilmişse sigortalılık halinin mevcut olacağı-