İhtiyati haciz kararında ‘davalı borçlular yönünden İİK’nun 258. maddesinde belirtildiği üzere, borcun varlığına kanaat getirmeye yeterli delillerin olduğunun ve hangi delillerle dayalı olarak bu borçtan davalıların sorumlu bulunduğuna kanat getirildiği’nin belirtilmesi gerekeceği gibi davalı borçluların ‘kendileri hakkında 5411 sayılı bankacılar kanununun geçici 12. maddesinin atfı ile 134. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığına tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak sorumlu kılma teorisinin kendileri açısından gerçekleşmediğine’ dair itirazlarının, İİK’nun 265. maddesinde öngörülen ‘ihtiyati haczin dayandığı sebepler’e ilişkin olmaları nedeniyle mahkemece irdelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği–
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, mahkemenin ‘alacağın varlığı hakkında kanaat edilmiş olması’nın yeterli olduğu, bu konuda kesin ispat aranmayacağı, ancak ‘hangi delillere dayanılarak, ne sebeple ihtiyati haciz kararı verildiği’nin, kararının gerekçesinde açıklanmış olması gerekeceği–
HUMK’nun 9/II (şimdi; HMK.'nun 7.) maddesi uyarınca, aleyhine ihtiyati haciz istenen borçlu şirketlerden birisinin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeden ihtiyati haciz kararı istenebileceği–
İhtiyati haciz sırasında verilen icra kefaletlerinin de geçerli olduğu, asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece, kefaletin geçerliliğini sürdüreceği–
Hakkında ihtiyati haciz kararı verilenlerden birisi olan cirantanın yerleşim yerinin bulunduğu yerde, diğer senet borçlusu hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebileceği–
Açılan tenfiz davasında verilen ve henüz temyiz aşamasında olduğu için kesinleşmemiş olan tenfiz kararına dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilebileceği-
İİK’nun 258/I maddesinde belirtilen ‘alacağın varlığına kanaat edinilmesi olması’ndan anlaşılması gerekenin ne olduğu–
İhtiyati hacze konu ilam, iş mahkemesi tarafından verilmiş olduğundan, bu ilama dayalı olarak, iş mahkemesinden ihtiyati haciz kararı istenebileceği–